Examples of using "Rompere" in a sentence and their turkish translations:
- O onunla ayrılmak istiyordu.
- O onunla ilişkiyi bitirmek istiyordu.
O, onun pencereyi kırdığını gördü.
Onu pencereyi kırarken gördüm.
Bir şey kırmayacağımı umuyorum.
ve sizin de bu algıyı kırmanız lazım.
- Gözlükleri kırmamak için özen gösterin.
- Bardakları kırmamaya dikkat edin.
Tom Mary'nin camı kırdığını söyledi.
Birlikte start-up finansmanındaki
Kimse gerçek bir arkadaşlığı bozamaz.
Bardakları kırmasına izin verme.
Kırabilir.
Tom kilidi kırmaya çalışıyor.
O kasıtlı olarak pencereyi kırdı.
Mary ile ayrılmayı planlıyorum.
- Yumurta kırmadan omlet yapamazsın.
- Hem karnım doysun, hem pastam dursun olmaz.
- Yumurta kırmadan omlet yapamazsın.
- Hem karnım doysun, hem pastam dursun olmaz.
Yangın durumunda bu camı kır.
Buz çatlamak için çok sert.
- Seninle ilişkiyi bitirmek bir hataydı.
- Seninle ayrılmak bir hataydı.
- Eski alışkanlıkları kırmak zordur.
- Eski alışkanlıkları terk etmek kolay değil.
Pencereyi kırmak için bir çekiç kullanıldı.
Dün camı kıran kimdi?
Kilit kırılmış olmalı.
- Dün pencereyi kıran Jack'tı.
- Dün camı kıran Jack'ti.
Onunla ilişkiyi bitirmem gerekiyor mu?
- Yumurtaları kırmadan bir omlet yapamazsın.
- Yumurta kırmadan omlet yapamazsın.
- Hem karnım doysun, hem pastam dursun olmaz.
Gezegenimizin durumu etrafındaki sessizliği yıkmamız gerekiyor;
O, sözünden dönen bir kadın değildir.
Lütfen bu vazoyu kırmamak için dikkatli ol.
Camı kıranın sen olduğunu biliyoruz.
O, bir bilgisayarı nasıl bozacağını bilir fakat nasıl tamir edeceğini bilmez.
Dalları kırma.
Kutup ayıları muazzam güçlerini kullanarak yüzeyde delik açabilir. Fakat avların en az üçte ikisi hüsranla sonuçlanır.
Yangın durumunda, bu camı kır.