Translation of "Salvaguardare" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Salvaguardare" in a sentence and their turkish translations:

Dobbiamo salvaguardare l'acqua.

Suyu korumamız gerkiyor.

Dobbiamo salvaguardare l'ambiente.

Çevreyi korumalıyız.

Bisogna salvaguardare i propri cari.

Sevdiklerine dikkat etmelisin.

Un bravo specialista deve salvaguardare l'attrezzatura.

- İyi bir uzman alet edevata özen gösterendir.
- İşinin ehli bir usta ekipmanına ihtimam göstermek zorundadır.

Ma, alla fine, decisi di salvaguardare la storia

Ama sonunda, bakır levha gravürleri ve tipo açıklamalarını kullanarak

Sarebbe stato un atto volontario per salvaguardare la propria sicurezza e sopravvivenza.

Kendi can güvenliğini garantiye almak için bunları kasıtlı olarak yapar.