Examples of using "Soffiava" in a sentence and their turkish translations:
Evde soğuk bir rüzgar esti.
Evvelsi gün rüzgar esiyordu.
Sert bir rüzgar esiyordu.
Soğuk bir rüzgar esiyordu.
Tepenin üstüne ulaştığımızda rüzgar daha da sert esti.
Gökyüzü gittikçe karardı ve rüzgar gittikçe daha sert esti.
Mareşal Ney gibi, başlangıçta Napolyon'un sürgünden dönüşüne karşı çıktı, ancak rüzgarın hangi yönden estiğini gördü