Translation of "Stella" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Stella" in a sentence and their turkish translations:

- Guarda! Una stella cadente!
- Guardate! Una stella cadente!
- Guardi! Una stella cadente!

- Bak! Bir kayan yıldız!
- Bak! Bir yıldız kayması!

- Guarda quella stella cadente.
- Guardi quella stella cadente.
- Guardate quella stella cadente.

Şu kayan yıldıza bak.

- È una stella di Hollywood.
- Lui è una stella di Hollywood.

O bir Hollywood yıldızı.

- Tycho ha scoperto una nuova stella.
- Tycho scoprì una nuova stella.

Tycho yeni bir yıldız keşfetti.

Guarda, una stella cadente!

Bak, yıldız kayıyor!

Tom era la stella.

Tom yıldızdı.

- Nessuna stella doveva essere vista nel cielo.
- Nessuna stella doveva essere vista in cielo.
- Non si vedeva nessuna stella in cielo.
- Non si vedeva nessuna stella nel cielo.

Gökyüzünde tek bir yıldız bile görülemedi.

- Non riusciamo a vedere alcuna stella stasera.
- Noi non riusciamo a vedere alcuna stella stasera.
- Non riusciamo a vedere alcuna stella stanotte.
- Noi non riusciamo a vedere alcuna stella stanotte.

Bu gece hiç yıldız göremiyoruz.

Ha scoperto una nuova stella.

Yeni bir yıldız keşfetti.

Ho visto una stella oggi.

Bugün bir yıldız gördüm.

Tom non era la stella.

Tom yıldız değildi.

Il Sole è una stella.

Güneş bir yıldızdır.

Ehi, guarda, una stella cadente!

Aa, bak, bir göktaşı!

Oggi ho visto una stella.

Bugün bir yıldız gördüm.

- Il sole è la stella più brillante.
- Il sole è la stella più luminosa.

Güneş en parlak yıldızdır.

Tom indossa sempre una stella verde.

Tom her zaman bir yeşil yıldız takar.

- Non riuscivo a vedere alcuna stella in cielo.
- Io non riuscivo a vedere alcuna stella in cielo.

Gökyüzünde hiç yıldız göremedim.

C'era una grande stella d'oro sulla porta.

Kapının üzerinde büyük bir altın yıldız vardı.

Una volta ho visto una stella cadente.

- Bir zamanlar bir yıldız kayması gördüm.
- Bir defasında bir yıldız kayması gördüm.

Quella notte neppure una stella era visibile.

Hiçbir yıldız o gece görülmedi.

Quella piccola stella è la più luminosa.

O küçük yıldız en parlaktır.

Il sole è la stella più brillante.

Güneş en parlak yıldızdır.

- Tom ha messo una stella in cima all'albero di Natale.
- Tom mise una stella in cima all'albero di Natale.

Tom Noel ağacının üzerine bir yıldız koydu.

La terza stella apparteneva a un certo re.

- Üçüncü yıldız belirli bir krala ait oldu.
- Üçüncü yıldız belirli bir krala aitti.

Sirio è una stella più brillante del Sole.

Sirius güneşten daha parlak bir yıldızdır.

La Stella Polare è molto facile da trovare.

Kuzey yıldızını bulmak çok kolaydır.

È semplicemente una stella come milioni di altre stelle.

Diğer milyonlarca yıldızdan sadece bir tanesi.

Ringrazia la tua buona stella per non essere là sotto.

Onun altında olmadığımız için uğurlu yıldızlarınıza şükredin.

Una stella marina. Uno dei visitatori più voraci di stanotte.

Bir denizyıldızı. Bu akşamın en açgözlü ziyaretçilerinden.

Chi non ha luce in viso, mai potrà essere stella.

Yüzü ışık vermeyen asla yıldız olamaz.

Qual è la differenza tra una stella e un pianeta?

Bir yıldız ve bir gezegen arasındaki fark nedir?

Noi abbiamo guardato il cielo, ma non abbiamo visto nessuna stella.

Gökyüzüne baktık ama hiç yıldız göremedik.

- Stando alla Bibbia, i Re Magi sono stati condotti da Gesù da una stella luminosa.
- Secondo la Bibbia, i Re Magi sono stati condotti da Gesù da una stella luminosa.

Kitâb-ı Mukaddes'e göre parlayan bir yıldız, Üç Kral'a İsa'nın yolunu gösterdi.

Mettere il mondo a girare attorno a una stella per avere libera luce solare,

Mesela güneş ışığından faydalanmak için bir yıldızın çevresine bir obje koymak,

Iniziò anche un'aspra e duratura faida con un'altra stella nascente, il generale Michel Ney.

Ayrıca bir başka yükselen yıldız General Michel Ney ile acı ve uzun süreli bir kan davası başlattı.

- Tom è una famosa stella del cinema.
- Tom è una famosa star del cinema.

Tom ünlü bir film yıldızıdır.