Translation of "Uguali" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Uguali" in a sentence and their turkish translations:

- Siete tutti uguali.
- Voi siete tutti uguali.
- Siete tutte uguali.
- Voi siete tutte uguali.

Hepiniz aynısınız.

- Siamo tutti uguali.
- Noi siamo tutti uguali.
- Siamo tutte uguali.
- Noi siamo tutte uguali.

Hepimiz aynıyız.

- Non siamo uguali.
- Noi non siamo uguali.

Aynı değiliz.

- Siamo tutti uguali.
- Noi siamo tutti uguali.

Hepimiz eşitiz.

- Sembrano tutti uguali per me.
- Sembrano tutte uguali per me.
- Mi sembrano tutti uguali.
- Mi sembrano tutte uguali.

Hepsi bana aynı gözüküyor.

- Siamo tutti uguali qui.
- Noi siamo tutti uguali qui.

Burada hepimiz eşitiz.

Eravamo tutti uguali.

Hepimiz birbirimize benziyorduk.

uguali tra loro,

eşit üye ülkeler olarak,

Tutti sono uguali.

Hepsi eşit.

Sono tutti uguali?

Hepsi aynı mı?

Son tutti uguali?

Herkes eşit midir?

Sono tutti uguali.

Herkes aynı.

Non tutti sono uguali.

Herkes aynı değil.

Tutti gli animali sono uguali, ma alcuni sono più uguali degli altri.

Bütün hayvanlar eşittir ancak bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir.

- Suddividi questa linea in venti parti uguali.
- Suddivida questa linea in venti parti uguali.
- Suddividete questa linea in venti parti uguali.

Bu doğruyu 20 eşit parçaya bölün.

E non sono tutti uguali.

Ve bunların hepsi aynı değil.

Molte delle frustrazioni rimangono uguali.

sinir bozucu şeyler aynı kaldı.

Tutte le donne sono uguali.

Bütün kadınlar aynıdır.

Gli uomini sono tutti uguali.

- Erkeklerin hepsi aynıdır.
- Erkekler tamamen aynıdır.

Le donne sono tutte uguali.

Bütün kadınlar aynıdır.

Tutti gli animali sono uguali.

Bütün hayvanlar eşittir.

Tutti gli uomini sono uguali.

Bütün insanlar eşittir.

Tutte le lingue su Tatoeba sono uguali. E alcune di esse sono più uguali.

Tatoeba'da bütün diller eşittir. Ve onlardan bazıları daha da eşittir.

Vi assicuro che sono esattamente uguali.

Seni temin ederim ki onlar tam olarak aynı.

Tutti sono uguali davanti alla legge.

Hukuk önünde herkes eşittir.

Un quadrato ha quattro lati uguali.

Bir kare dört eşit kenara sahiptir.

- Tutti gli uomini sono uguali secondo la legge.
- Tutti gli uomini sono uguali davanti alla legge.

Yasalar önünde bütün insanlar eşittir.

Io e Tom siamo quasi alti uguali.

Tom ve hemen hemen aynı boydayız.

Non tutti gli studi scientifici sono uguali.

Tüm bilimsel çalışmalar eşit değildir.

Su Tatoeba tutte le lingue sono uguali.

Tatoeba'da tüm diller eşittir.

Tutti gli uomini sono uguali davanti a Dio.

Allah önünde bütün insanlar eşittir.

La legge e la giustizia non sono uguali.

Hukuk ve adalet aynı değildir.

Per rendere le sfide della vita uguali per tutti.

ya da diğer engelli olanlarımıza yardımcı ve destekleyici olacak teknoloji.

Chi uscirà vincitore? Non tutti gli animali nascono uguali.

Ödülü kim kazanacak? Her hayvan eşit doğmaz.

- Voi due sembrate uguali.
- Voi due sembrate gli stessi.

Siz ikiniz aynı görünüyorsunuz.

Ho diviso il mio finanziamenti in tre parti uguali.

Ben finansmanımı üç eşit parçaya böldüm.

Agli occhi di Dio, tutti gli uomini sono uguali.

Allah'ının nazarında bütün insanlar eşittir.

I quaccheri credono che tutte le persone siano uguali.

Quakerlar bütün insanların eşit olduğuna inanırlar.

Odio le donne che dicono che tutti gli uomini sono uguali.

Ben bütün erkeklerin aynı olduğunu söyleyen kadınlardan nefret ediyorum.

- Puoi scrivere in qualsiasi lingua desideri. Su Tatoeba tutte le lingue sono uguali.
- Puoi scrivere in qualsiasi lingua tu voglia. Su Tatoeba tutte le lingue sono uguali.
- Puoi scrivere in qualunque lingua tu voglia. Su Tatoeba tutte le lingue sono uguali.

- İstediğiniz herhangi bir dilde yazabilirsiniz. Tatoeba'da bütün diller eşittir.
- İstediğiniz dilde yazabilirsiniz. Tatoeba'da tüm diller eşittir.

- Puoi scrivere in qualsiasi lingua desideri. Su Tatoeba tutte le lingue sono uguali.
- Puoi scrivere in qualunque lingua tu voglia. Su Tatoeba tutte le lingue sono uguali.

İstediğiniz herhangi bir dilde yazabilirsiniz. Tatoeba'da bütün diller eşittir.

Il tasso delle nascite e il tasso delle morti erano quasi uguali.

Doğum ve ölüm oranları neredeyse eşitti.

- Quei due sono esattamente uguali.
- Quei due sono come due gocce d'acqua.

Şu ikisi tam olarak birbirine benziyor.

- Lui e lei sono alti uguali.
- È alto come lei.
- Lui è alto come lei.

O, onun kadar uzun boylu.

La vita non è che un fulmine, la bellezza dura un solo giorno! Pensate ai teschi dei morti, che sono tutti uguali.

Hayat düşen bir yıldırım gibidir. Güzelliğin saltanatı tek günlüktür. Hepsi birbirine benzeyen ölülerin kafataslarına bakıp ibret al!

La vita non è che un fulmine e la bellezza dura un solo giorno! Pensate ai teschi dei morti, che sono tutti uguali.

Hayat düşen bir yıldırım gibidir. Güzelliğin saltanatı tek günlüktür. Hepsi birbirine benzeyen ölülerin kafataslarına bakıp ibret al!