Examples of using "が起こる" in a sentence and their turkish translations:
Ne olurdu?
Ne olabileceği bilinmez.
Yalnız ayı, yemeğini kolay kolay teslim etmez.
Bir dizi dominonun düşmesi için
Ne olacağını tahmin etmek mümkün değil.
Bu nasıl mümkün olabilir?
Bir savaş ihtimali var.
Ne olacağını tahmin edemeyiz.
Ne olacağını bekleyelim ve görelim.
Asıl soru şu, şimdi ne olacak?
Gelecekte ne olabileceğini söyleyemeyiz.
Savaşın başlayacağına inanıyor musun?
Ne olacağını bize asla söyleyemezsin.
Sonra ne olacak?
Yakın gelecekte bir enerji krizi olacak.
Yarın ne olacağı bilinmez.
- Ne olacağını asla bilemezsiniz.
- Ne olacağını asla bilmiyorsun.
Depremin ne zaman vuku bulacağını söylemek mümkün değil.
Yarın ne olacağını kim bilir?
Kimse ne olacağını öngöremez.
Olacaklar hakkında korkuyordu.
Üçüncü dünya savaşının patlak verip vermeyeceğini merak ediyorum.
Bir mucizenin olmasını bekliyordum.
Gelecekte ne olacağını kim öngörebilir?
Bunun olma ihtimali var mı?
Gelecek yıl neler olabileceğini tahmin etmek mümkün değil.
Hiçbirimiz bizim için mağazada ne olduğunu bilmiyor.
- Gelecekte ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
- Gelecekte ne olacağını kimse bilmiyor.
- Gelecekte ne olacağını kimse bilmez.
Asit metale değdiğinde, bir kimyasal reaksiyon olur.
Bundan sonra ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
Hayatta birçok gizemler vardır.
- Savaş çıksa ne yaparsın?
- Savaş patlak verseydi ne yapardın?
Radyoya göre, bir fırtınanın eli kulağında.
Sadece ne olacağını görmek istedim.
Ne zaman deprem olacağını kimse bilmez.
Gelecekte ne olacağını bilmek olanaksızdır.
- Bunun olacağını bilmenin hiçbir yolu yoktu.
- Onun olacağını bilmenin hiç yolu yoktu.
Yakın gelecekte büyük bir deprem olacağı söyleniyor.
Bütün ağaca ne olur?
Bu düğmeye basarsam ne olacağını merak ediyorum.
Bunun olmasını engellemeye çalışmalıydım.
Ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
Böylece beynimiz yemeğe doğru evrimleşiyor.
Yakın bir gelecekte, Japonya'da büyük bir deprem olabilir.
Yarın ne olacağını asla bilemezsiniz.
Gelecekte ne olacağını hiçbir zaman söyleyemezsin.
İlginç bir şey olacağını umuyorduk.
Bunun olacağını neden bize söylemedin?
Çok sayıda insan ne olacağını görmek için bekliyorlar.
Tom Mary ile karşılaşırsa neler olabileceğini asla söyleyemezsin.
Hasat kötüleşirse bir kıtlık olabilir.
Hiç kimse Orta Doğu'da bir savaş olup olmayacağını bilmiyor.
Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.
Sürekli yükselen fiyatların bir sonucu olarak sosyal huzursuzluk çıkabilir.
Bunu olacağına dair hiçbir fikrim yoktu.
Tom kötü bir şey olabileceğinden endişeleniyordu.
Milyarlarca yıldır gelip giden metcezirleri meydana getiriyor.
Peki karanlık maddeniz yoksa ne olur?
Yakında yağmur yağmazsa, ciddi kuraklık problemleri olabilir.
beklenmeyen teknolojik, siyasi ve ekonomik değişimde
On yıl sonra dünya çapında bir petrol sıkıntısı olduğunu varsayalım. Sanayileşmiş ülkelere ne olurdu?
Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.
Bütünleyici dağılım ile ilgili önemli nokta, her bir sesin oluştuğu ortamı ifade etmektir.
Yarın ne olacağını tahmin etmek mümkün değil.
- Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
- Gelecekte ne olacağını kimse söyleyemez.
Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.