Examples of using "その時・・・" in a sentence and their turkish translations:
Ve sonra, güm!
O esnada
Size, bunu yaparken
Sonra görüşürüz.
O zaman ne gördün?
Amcam bana saat verdi.
O anda,
Saat bozuldu.
O zaman Kanada'daydım.
Güle güle. Üzerinde anlaştığımız zamanda görüşürüz.
Ben o zaman görevde değildim.
Elbette doğru zaman geldiğinde
ve de aniden evet! anını yaşadım.
Orman o zaman sessizdi.
Saat yanlış.
O zaman aklıma iyi bir fikir geldi.
O, o zaman buradaydı.
Bu, kaybettiğime benzer bir saat.
O, o zaman yorgundu.
O zaman çocuktum.
Ben ona daha sonra söylerim.
Henüz zamanı gelmedi.
O zaman evdeydim.
Ben o zaman duş alıyordum.
Saatte bir sorun vardı.
Tom o zaman kaç yaşındaydı?
O zaman güzel bir fikir aklıma geldi.
O zaman bir kitap okuyor muydunuz?
Düşünebildiğim tek şey şuydu:
O an beni en çok etkileyen şey,
O sırada Bay Brown hastaydı.
O zaman, halen uyanıktım.
O, o zaman bir kitap okuyordu.
Ben o zaman ev ödevimi yapıyordum.
Ken o zaman çalışıyordu.
Tom o zaman evde yalnızdı.
Ve ne gördük?
Böylelikle Gator, ''Cowboy'' Gator'a dönüştü...
Tam o anda, otobüs durdu.
Tony o zaman meşgul değildi.
Tam o sırada, telefon çaldı.
O zaman çok geç olacak.
O, o zaman bulaşık yıkıyordu.
Bob o zaman bulaşıkları yıkıyordu.
Ben zamanı göze alamam.
O zaman piyano çalıyordu.
Öyleyse ben Paris'teyken bu oldu.
O, o zaman on yaşında bir çocuktu.
O zaman TV izliyordum.
Annem o zaman hamileydi.
Köprü o zamandan önce yapılmıştı.
O saat İsviçre'de üretilir.
Biz o zaman tatilimize gittik.
O zaman, tren son derece kalabalıktı.
Motor aniden durdu.
O, o zaman evde olmalıydı.
O, o zaman televizyon izlemiyordu.
O zaman bir kitap okuyordum.
Tom o zaman biriyle birlikte miydi?
O zamandan beri çok değişti.
O zaman ne yapıyordunuz?
O anda, doğru karar gibiydi.
O zamandan beri onu görmedim.
O zaman paraca sıkıntı çekiyorduk.
- O saat bundan daha az pahalı.
- O saat bundan ucuz.
O zamana kadar biz televizyon izliyorduk.
O zaman okulda mıydın?
O sırada kız kardeşi ile oynuyordu.
Kasaba o zamandan beri çok değişti.
Zamanı geldiğinde bana bildirmeyi unutma.
O zaman akşam yemeği yiyordum.
Gıda malzemeleri o zamana kadar dayanmaz.
O zamana kadar ne işle meşguldü?
- Ancak o zaman gerçeği öğrendi.
- O zamana değin, gerçeği bilmiyordu.
O zamandan beri, o her zaman ona hizmet etti.
O zamandan beri onu görmedik.
O zaman öyle söylemeliydi.
O, o zaman yorgun görünüyordu.
O zaman eğitim görmüyordum.
İşler yine de iyiydi, öyle sanıyordum.
konuşma oyununa başladık.
Tony o zaman nerede oynuyordu?
Tam o anda, telefonun çaldığını duydum.
O, o zaman bir traktörü işletmekle meşguldü.
O zaman o, gidiyordu.
O, o zaman üniversiteyi yeni bitirmiş.
O zaman tempura pişiriyorduk.
Tom tam konuşmak üzereyken ışıklar gitti.
İşte o zaman annem bana her şeyi açıkladı.
Sonra inanılmaz bir şey oldu.
Asla o zaman hissettiğimden daha fazla yalnız hissetmemiştim.