Translation of "‎明らかだ" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "‎明らかだ" in a sentence and their turkish translations:

証拠は明らかだ。

Kanıt açıktır.

見るからに明らかだよ。

Bu belli.

彼がやましいのは明らかだ。

Onun suçlu olduğu açıktır.

その船が沈んだのは明らかだ。

Bu geminin batmış olduğu açıktır.

- 彼は選挙で勝利を収めるのは明らかだ。
- 彼が選挙で勝利を収めるのは明らかだ。

Onun seçimi kazanacağı açık.

彼女が嘘をついたのは明らかだ。

Bu, onun yalan söylediğinin kanıtıdır.

彼が恋をしているのは明らかだ。

Onun aşık olduğu herkese aşikar.

彼がそれをやったことは明らかだ。

Onun onu yaptığı bellidir.

彼女が病気だということは明らかだ。

Onun hasta olduğu bellidir.

マイクがバスを乗り間違えたことは明らかだ。

Mike'ın yanlış otobüse bindiği açık.

トムがメアリーを好きなのは明らかだと思うよ。

Bence Tom'un Mary'den hoşlandığı oldukça açık.

- 君が間違っている事は明らかだ。
- 君が間違っているのは明らかだ。
- 君が間違っていることは明白だ。

Senin hatalı olduğun bellidir.

人々が戦争より平和を好むのは明らかだ。

İnsanların barışı savaşa tercih ettiklerinden şüphe yok.

彼が大きな間違いをしたことは明らかだ。

Onun büyük bir hata yaptığı açık.

彼がうそをついているのは、明らかだった。

Onun yalan söylediği belliydi.

その詩人が何を言いたいかは明らかだった。

Şairin söylemek istediği açıktı.

彼が天才であることは誰の目にも明らかだ。

Onun bir dahi olduğu herkes için açıktır.

彼が疲れているのは誰の目にも明らかだった。

Onun yorgun olduğu herkese açıktı.

彼女がその犯罪に関係しているのは明らかだ。

Onun suça karıştığı belliydi.

- 彼が無実であることは私たちにとって明らかだった。
- 彼が無実であることは私たちすべてにとって明らかだった。

Masum olduğu hepimiz için ortadaydı.

彼が落胆している事は誰の目にも明らかだった。

Onun hayal kırıklığı herkes tarafından biliniyordu.

‎赤外線カメラを通すと ‎明らかだ ‎狙いはヒレの温かい血液

Termal kameralar algıladıkları şeyi bize gösteriyor. Yavrunun yüzgecindeki sıcak kan.

女性の直感が価値ある特質であることは明らかだ。

Kadının sezgisi açıkça değerli bir özelliktir.

この事実に照らして彼に罪がないことは明らかだ。

Bu gerçeğin ışığında, onun masum olduğu açıktır.

運転者が十分に注意していなかったことは明らかだった。

Sürücünün yeterince dikkatli olmadığı belliydi.

目的が明らかだと決めつけて あまりにも早く形を決めてしまいます

Amacın zaten çok belirli olduğu düşünülüp doğrudan formata geçiliyor.

その結婚が遅かれ早かれ離婚にいたることは誰の目にも明らかだった。

Herkes için aşikardır ki, evlilik er ya da geç ayrılmayla sonuçlanır.

More Words: