Translation of "お母さんが" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "お母さんが" in a sentence and their turkish translations:

お母さんが大好き。

Annemi seviyorum.

お母さんが馬を叱るの?

Anne atı azarlıyor mu?

ほら、お母さんが来られたよ。

Bak, annen buraya geliyor.

お母さんが林檎を買ったよ。

Annem elma satın aldı.

お母さんが大好きなんだよね?

Anneni seviyorsun, değil mi?

このカーテンはお母さんが選びました。

Annem bu perdeyi seçti.

30分後にはお母さんがそこに行くわ。

- Yarım saate gelirim.
- Yarım saat içinde geleceğim.

私は彼のお母さんが彼を叱るのを見た。

Ben annesinin onu azarladığını gördüm.

お母さんがすぐ良くなるといいですね。

Annenin yakında iyileşeceğini umuyorum.

お母さんが私の誕生日にケーキを作ってくれたの。

- Annem doğum günüm için pasta pişirdi.
- Annem doğum günüm için pasta yaptı.

彼女はお母さんが家を掃除するのを手伝った。

Annesinin evi temizlemesine yardımcı oldu.

お母さんがとても痛がっているのが分かった。

Annemin çok fazla acı çektiğini görebiliyordum.

あなたのお母さんがそれらを作ったのですか。

Annen onları yaptı mı?

「今週 お母さんが がんと診断されるかもしれない

"Bu hafta anneme kanser teşhisi konulabileceği

ここがあなたのお母さんが働いている所ですか?

Bu, annenin çalıştığı yer midir?

ジムはお母さんが起こすまで目を覚まさなかった。

Annesi onu uyandırıncaya kadar Jim uyanmadı.

- お母さんが突然歌い始めた。
- 突然、母は歌い始めた。

Aniden annem şarkı söylemeye başladı.

お母さんがあなたたちに、ケーキとミルクをよこしたのよ。

Annen sana biraz kek ve süt gönderdi.

そんな事は自分でしなさいとお母さんが娘に言いました。

Annesi kızına onu kendinin yapmasını söyledi.

10月のある日、禎子が目を覚ますと、お母さんが泣いていた。

Ekim ayında bir gün Sadako uyandığında annesinin ağladığını fark etti.

もしジェーンのお母さんが日本にいれば、ひな祭りに招待できるのに。

Jane'in annesi Japonya'da olsaydı, ben onu Bez Bebek Şenliğine davet edebilirdim.

彼女はお母さんが家に帰ってくるまで私に帰らないでと頼んだ。

Benden, annesi eve dönene kadar kalmamı istedi.

お母さんが入院しているのだから、君はもっと頑張って働かなくちゃね。

Hastanedeki annen nedeniyle daha çok çalışmak zorunda kalacaksın.

彼女は髪を切ってもらいに行こうとしたが、お母さんが許してくれなかった。

O, saçını kestirmek istedi ama annesi ona izin vermedi.

今まで食べた中でおいしかったクッキーは、君のお母さんが私に焼いてくれたクッキーだ。

Benim şimdiye kadar yediğim en iyi kurabiyeler annenin benim için pişirmiş olduklarıdır.

何時間も怖い思いをさせられた後、彼女のお母さんがやっと彼女を助けてくれました。

Saatlerce dehşete düşürüldükten sonra,sonunda annesi onu kurtardı.

- 前の日曜日、母が素敵な服を買ってくれた。
- この前の日曜日にお母さんが私に素敵な服を買ってくれた。

Geçen Pazar annem bana güzel bir elbise aldı.

- お母さんが私にかわいらしいお人形を買ってくださいました。
- ママがわたしにかわいい人形を買ってくれた。

Annem benim için güzel bir bebek aldı.

- 母親は窓を開けないようにと言ったのに、その少年は窓を開けた。
- お母さんがだめだと言ったのに、その男の子は窓を開けた。

Çocuk annesi ona açmamasını söylemesine rağmen pencereyi açtı.

- 子供達のお母さんが死んだ後、彼女がその子供達の世話をした。
- 子供たちの母親が亡くなった後は、彼女が子供たちの面倒を見た。

Annelerinin ölümünden sonra çocuklara o baktı.

- 先日彼女の母が病院で亡くなった。
- 先日彼女の母親が病院で亡くなった。
- この間彼女の母親が病院で亡くなった。
- こないだ彼女のお母さんが病院で亡くなった。

Geçen gün onun annesi hastanede vefat etti.

More Words: