Examples of using "きっと" in a sentence and their turkish translations:
O kazanacağından emin.
İyi olacaksın.
O kesin gelecek.
Yağmur yağması kesin gibi.
Ben onun başarısından eminim.
O seni seviyor olmalı.
Ben onun kızacağından eminim.
O kesinlikle şaşırdı.
Bugün test olacağımıza bahse girerim.
Onun başaracağından eminim.
Yarın yağmur yağacağına bahse girerim.
Yarın mutlaka geleceğim.
Seni sevmeliler.
Öğretmen kesinlikle kızacak.
Başarması kesin gibi.
- Onların kazanacağından eminim.
- Ben onların kazanacaklarından eminim.
- Eminim kazanacaklar.
John oyunu kazanacağından emin.
Doğrusu sanıyorum çocuklarım büyüdüklerinde
Ben onun kesinlikle geliyor olduğunu düşünüyorum.
O başaracağından emindir.
- Yağmur kesin yağacak.
- Yağmur kesinlikle yağacak.
Eminim her şey yoluna girecek.
Çok sıkı çalışıyor olmalısın.
Kesin yağmur yağacak.
O kuşkusuz geç kalacak.
Seni yarın mutlaka ziyaret edeceğim.
O kesin gelecek.
Onun buraya geleceğinden şüphem yok.
O, müdür olmalı.
O şüphesiz başarılı olacaktır.
Bahse girerim ki bugün bir test olacağız.
burada doğal tepki mekanizmayı yok etmek,
Onun sözünü tutacağından eminim.
O, kesinlikle yarın gelecek.
O, oyunu kazanacağından emin.
O kesinlikle sınavı geçecek.
Onun yakında geri döneceğinden eminim.
Ben onun başarılı olacağından oldukça eminim.
Tom'un bize yardım edeceğine eminim.
O giysinin Mary'nin üzerinde iyi duracağına eminim.
O kesinlikle kötü bir insan değil.
Saat üçte mutlaka gel.
Belki de bana bir şans vereceklerdi.
Gelecek sefere iyi şanslar.
Ted'in öksürüğünün sigara içmekten kaynaklandığından eminim.
O kesinlikle kusursuzdur.
Onun sınavı geçeceği kesindir.
Onun zamanında geleceğinden eminim.
O maçı kazanmaya zorunlu.
Onun iyi yapacağına inanıyorum.
O elbette kiliseye gelecek.
Şüphesiz havalar düzelecektir.
Kesinlikle toplantıya katılacak.
Ondan hoşlanacağından eminim.
Bob kesinlikle toplantıya katılacak.
İyi bir aşçı olmalısın.
Erkeğiz. Mahvedeceğiz.
Onun sağ salim eve döneceğinden eminim.
Onu yapmayacağına bahse girerim.
Onun yarın geleceğinden eminim.
Tom'un seni görmek isteyeceğinden eminim.
Tom'un sana söylediğinden eminim.
Sanırım arkadaş olabiliriz.
Onun yakında ortaya çıkacağından eminim.
Ben onun sınavı geçtiğinden eminim.
- Onun başaracağından eminim.
- Onun başaracağına dair son dolarımla bahse girerim.
Oh, sporda iyi olmalısın.
O kesinlikle turnuvada şampiyonluk kazanacak.
Sınavı geçeceğinden emin.
Tenis maçını kazanacağımdan eminim.
O, kesinlikle size yardım edecek.
Onu ararsan, gelir.
Neşelen! Bizi kurtaracaklarından eminim.
- O, aklımdan çıkmış olmalı.
- Aklımdan çıkmış olmalı.
Bunu yapmanın başka bir yolu olmalı.
Bu ceket size iyi uyabilir.
Onun cinayetten suçlu olduğuna eminim.
- Senin planın başarılı olacağı kesin.
- Planınız kesinlikle başarılı olacak.
Daha çok çalışmazsan, kesinlikle başarısız olursun.