Examples of using "しばらくの間" in a sentence and their turkish translations:
Şimdilik.
O bir süre dinlendi.
Bir süre mutluydu.
- Öğleden sonra biraz çalıştım.
- Öğleden sonra bir müddet çalıştım.
- Öğleden sonra bir süre çalıştım.
Bir süre konuştuk.
O, bir süre uzanıyordu.
O bir süre tereddüt etti.
O, bir süre yürüdü.
O, bir süre orada durdu.
Bir süre her ikisi de sessizdi.
Benim görevim onu gelecek nesillere bırakmak
Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
Bu öğleden sonra bir süre çalıştım.
Bu sabah bir süre çalıştım.
Çocuk bir süre durmaya devam etti.
Bir süre beklemek umurumda değil.
Bunun üstüne, uzun bir süre gülümsedim.
Şimdilik her zaman bana bakıyordu.
Onlar bize bir süre için personelinin birazını ödünç verdi.
O aradığında bir süredir kitap okuyordum.
Bu haberi bir süre kendinize saklayın.
Alan Tate ve ben bir süre birbirimize baktık.
Annem beni bir süre Nijerya'da yaşamam için anneannemin yanına gönderdi.
- Bir müddet sessiz kaldı.
- Bir süre sessiz kaldı.
Başka birinin gelip gelmeyeceğini görmek için bir süre takıldım.
Bir süre bebeğe göz kulak olun.
Bir müddet bizde kalmaya karar verdi.
Lütfen bir süre burada bekle.
O bir süre bizimle kalmaya karar verdi.
Şimdilik bizimle kalabilirsin.
Peter bir süre için yeni bir daire bulmak için çalışıyor.
Tom ve Mary bir süre Boston'da yaşadı.