Examples of using "た!」" in a sentence and their turkish translations:
Ben şimdi bir silah sesi duydum.
Geldim, gördüm, yendim.
Ben çok yorgunum.
Senin için bir resim yaptım.
Tom yine iç çekti.
Araba sarsıldı.
Biri kapıyı çaldı.
Soğuktu.
- Deprem evin tıkırdamasına neden oldu.
- Deprem evi salladı.
Çok yorgunum.
Tüm öğrenciler alkışladılar.
- O, omuzumu tıpışladı.
- O hafifçe omzuma vurdu.
- Doğru tahmin ettin.
- Doğru tahmin ettiniz.
Az önce saldırıya uğradım.
O benim kafama vurdu.
O, bir vasiyetname hazırladı.
- Sana yardım etmek istedim.
- Size yardım etmek istedim.
Onlar az önce vardılar.
O, bir sopayla köpeği dövdü.
Kapıya hafifçe vurdu.
Son derece yorgunum.
- Bunu yine yaptın.
- Bunu tekrar yaptın.
Seni öpmek istiyorum.
Biz geyiklerin izini takip ettik.
Ben, birinin omzuma hafifçe vurduğunu hissettim.
Sana ateş edildi mi?
Rüzgâr o kadar kuvvetliydi ki, pencereler zangırdadı.
O omzuma yavaş yavaş vurdu.
Ben az önce geri döndüm.
O sessizce kapıyı çaldı.
O, tesadüfen oradaydı.
Onu senin için yaptım.
Onu adamakıllı dövdüm.
- Varsayımınız doğrudur.
- Hipoteziniz doğrudur.
Ben az önce bir duş aldım.
Az önce yağmur yağmaya başladı.
Birisi omuzuma hafifçe vurdu.
Karşılaşmamız tamamen tesadüfi.
Telefonu kapatır kapatmaz, tekrar çalmaya başladı.
Tom dans etmek istedi.
Emin olmak istedim.
Biz uyuyakaldık.
- Görüşürüz.
- Bay bay.
Gördüğüm anda onu tanıdım.
Ben alkışladım.
Ben oraya gitmek istedim.
O bizimle gelmek istedi.
Yağmur yağmaya başladığında, neredeyse başlamamıştık.
- Ben yorgunum.
- Yorgunum.
Apple fare satın aldım. sadece 69€!
İşte yine başlıyoruz.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
- En fazla 50 kişi geldi.
O, erkek kardeşinin omuza vurdu.
Başka bir sorun çıktı.
Çocuklar dışarı çıkmak istediler.
Fırtınadan dolayı geç kaldık.
Yerli Amerikalılar ok ve yayla savaştılar.
Dün yediğim bir şey bana dokundu.
Beklediğin için teşekkürler.
Tekrar başladı!
- Küstah!
- İsabetli!
On gün geçti.
Vuruldun mu?
Tekrar gitmek istiyor musun?
İşte o!
Devam etmek istedim.
Oturmak istedim.
- Çok yorgun musunuz?
- Çok yorgun musun?
Lucy eve gitmek için ağlamaya başladığında, ancak varmıştık.
- Yorgun musun?
- Yorgun musunuz?
- Yoruldun mu?
- Yoruldunuz mu?
Çok yürüdük.
- Turnayı gözünden vurdum.
- Büyük ikramiyeyi kazandım.
çocukları ziyaret eden, gönüllü olan bağış yapan insanlar
Neden sigarayı bırakmıyorsunuz?
O sinirlendi.
O, yemek pişirmeyi isteyip istemediğimizi sordu.
Eve varır varmaz yağmur yağmaya başladı.
Onu vurduğun için seni suçlamadım.
Sadece uyumak istiyordum.
O az önce çıktı.
Ben ona ulaştım ve omzuna hafifçe vurdum.
Bill omuzumu yavaşça vurdu.
Birisi sırtıma vurdu.
Her şey sakindi.
Onlar dükkanı kapattı ve kasabadan ayrıldı.
Tesadüfen yan yana yürüdüler.
O benim omzuma yavaşça vurdu.
Annem ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.
Biz para kaynağını tükettik.
Onun raporu az önce teslim edildi.