Examples of using "どうしよ~。" in a sentence and their turkish translations:
Öğle yemeği için ne yapacağız.
Ve ya beni reddederse?
Fakirsem ne olacak?
Şimdi o konuda bir şey yapmak için çok geç.
Bu hatalı kızla ne yapacağız?
Ona yardım edemem.
Ne yapayım?
Kız: (Ağlayarak) -- Bilmiyorum.
Sen gerçekten ümitsizsin.
Mary kendine "Ne yapmalıyım?" diye sordu.
O geç gelirse ne yapmalıyız?
Ya geç kalırsa ne olacak?
Bu parayla ne yapacaksın?
Ben biliyorum ama ona yardımcı olamam.
Onların gitmekten başka seçenekleri yoktu.
Senin rızan olmadan, bu konuda hiçbir şey yapılamaz.
Elimde değil.
Ah sevgilim, yağmur yağıyor, ve ben zaten çamaşırı kurutmak için dışarı astım; ne yapmalıyım?
"Son treni kaçırırsak ne yapacağız?" " Sabaha kadar bir internet kafede ya da başka bir yerde beklemeye ne dersin?"
Yardım etmek istedim ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
"Yarın kahvaltı için ne istiyorsun? Ekmek? pilav?" "Herhangi biri güzel."
Tanrım, ben şimdi 25 yaşındayım. Bu korkunç değil mi? Yuvarlak hesap, 30 yaşındayım!
Bunu daha önce yapmalıydın. Şimdi yapılacak bir şey yok.
Biletimi kaybettim. Ne yapmalıyım?
Durum onların kontrolünden çıktı.
Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
Ne yapmalıyım?
Bilgisayarımı çalıştıramıyorum. Ne yapmam lazım?