Translation of "なるほど。" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "なるほど。" in a sentence and their turkish translations:

なるほど。

Haa tamam.

なるほどね

Bilmek güzel.

- わかります。
- なるほどね。

Anlıyorum.

- なるほど彼は裕福だがケチだ。
- なるほど彼は、金持ちだがけちん坊だ。

- Onun zengin olduğu doğru ama bir cimridir.
- Zengin olduğu doğru ama cimri.

なるほど、そういうことか。

Bu çok mantıklı geliyor.

なるほど彼は若いが、利口だ。

Onun genç olduğu doğrudur ama o akıllıdır.

うなるほど金を持っている。

Onun parası var.

- なるほど。
- なるほどね。
- わかった。
- わかりました。
- そうですか。
- そうなんだ。
- そっか。

- Anlıyorum.
- Görüyorum.

‎暗くなるほど狩りには有利だ

Kara geceler işlerini biraz daha kolaylaştıracaktır.

暑くなればなるほど― 弱ってくる

Hava ısındıkça güçsüzleştiğimi hissediyorum.

なるほど彼女の歳は若いが、賢い。

Genç olduğu doğru, ama akıllı.

なるほど彼は若いが、賢明である。

Onun genç olduğu doğru fakat o akıllı.

頑固になればなるほど孤立するよ。

Eğer inatçı olursan kesinlikle yalnız kalırsın.

なるほどこの車は小さいが力強い。

Gerçekten bu araba küçük ama o güçlü.

なるほど彼は貧乏だが、満足している。

Fakir biri olduğu doğrudur, ama o mutludur.

なるほど、彼は若いが、年の割には賢い。

Gerçekten. Yaşına göre genç ama akıllı.

なるほど私が間違ってるかもしれない。

Gerçekten hatalı olabilirim.

なるほど彼は若いが、たいへん頼りになる。

Onun genç olduğu doğru fakat o çok güvenilir.

なるほど彼は会合に出ていたが眠っていた。

O elbette toplantıdaydı ama uyuyordu.

絵のコンセプトそのものが 成り立たなくなるほどです

tüm konsept yerle bir olabilir.

なるほど彼女はかわいいが美人とはいえない。

Şüphesiz sevimli, ama güzel değil.

なるほど彼は若いが年の割には経験が豊かだ。

Gerçekten çok genç ama yaşına göre çok tecrübeli.

なるほど彼はよい人だが、あまり頭はよくない。

O iyi bir insan, şüphesiz, fakat çok akıllı değil.

なるほど彼女は美人ではないが、気立てがよい。

Aslında o güzel değil ama iyi huylu.

なるほど彼はまだ若いが、実に信頼できる人物だ。

O hâlâ genç olabilir fakat gerçekten güvenilebilir bir kişi.

なるほどそれはよい考えだが、実行が難しいと思う。

Seninkinin iyi bir fikir olduğu doğru ama korkarım ki onu uygulamaya koymak zor olacak.

都市が大きくなればなるほど、空気や水は汚れてくる。

Bir şehir ne kadar büyürse hava ve su o kadar kirli olur.

なるほど持田は最善を尽くしたが、注意力が足りなかった。

Mochida'nın elinden geleni yaptığı doğru ama yeterince dikkatli değildi.

なるほど彼女は料理の知識は豊富だが、料理は上手ではない。

Doğru, yemek pişirme hakkında çok şey biliyor, ama iyi bir ahçı değil.

なるほど彼は頭がいいかもしれませんが、よく不注意な誤りをします。

O akıllı olabilir fakat sık sık dikkatsiz hatalar yapar.

その質問が難しくなればなるほど答えることができなくなりそうだ。

Sorular ne kadar zor olursa, muhtemelen onlara o kadar az cevap verebilirim.

なるほどその計画は難しい仕事だが、原さんならやってのけるだろう。

Bu projenin zor bir görev olduğu doğru,fakat Mr Hara bunun üstesinde gelebilecektir

- なるほど、それは間違いかもしれない。
- 確かに、間違ってるかもしれませんね。

O, gerçekten, bir hata olabilir.

- 金持ちになるにつれて、彼はますます欲深くなった。
- 金持ちになればなるほど、彼の欲望はつきなかった。

O, ne kadar çok istediyse o kadar çok zengin oldu.

- 了解しました。
- 分かってるよ。
- 分かってる。
- 分かった!
- 御意。
- 分かったわよ。
- なるほど。
- わかったぞ!
- わかります。
- 分かる。

Anlıyorum.

なるほど君の計画はもっともらしく聞こえるが、肝心なのは、それで取り引きが増えるのかどうかということだ。

Planın iyi görünüyor fakat asıl önemli olan şu: bize daha çok iş getirir mi?

More Words: