Examples of using "なるほど。" in a sentence and their turkish translations:
Haa tamam.
Bilmek güzel.
Anlıyorum.
- Onun zengin olduğu doğru ama bir cimridir.
- Zengin olduğu doğru ama cimri.
Bu çok mantıklı geliyor.
Onun genç olduğu doğrudur ama o akıllıdır.
Onun parası var.
- Anlıyorum.
- Görüyorum.
Kara geceler işlerini biraz daha kolaylaştıracaktır.
Hava ısındıkça güçsüzleştiğimi hissediyorum.
Genç olduğu doğru, ama akıllı.
Onun genç olduğu doğru fakat o akıllı.
Eğer inatçı olursan kesinlikle yalnız kalırsın.
Gerçekten bu araba küçük ama o güçlü.
Fakir biri olduğu doğrudur, ama o mutludur.
Gerçekten. Yaşına göre genç ama akıllı.
Gerçekten hatalı olabilirim.
Onun genç olduğu doğru fakat o çok güvenilir.
O elbette toplantıdaydı ama uyuyordu.
tüm konsept yerle bir olabilir.
Şüphesiz sevimli, ama güzel değil.
Gerçekten çok genç ama yaşına göre çok tecrübeli.
O iyi bir insan, şüphesiz, fakat çok akıllı değil.
Aslında o güzel değil ama iyi huylu.
O hâlâ genç olabilir fakat gerçekten güvenilebilir bir kişi.
Seninkinin iyi bir fikir olduğu doğru ama korkarım ki onu uygulamaya koymak zor olacak.
Bir şehir ne kadar büyürse hava ve su o kadar kirli olur.
Mochida'nın elinden geleni yaptığı doğru ama yeterince dikkatli değildi.
Doğru, yemek pişirme hakkında çok şey biliyor, ama iyi bir ahçı değil.
O akıllı olabilir fakat sık sık dikkatsiz hatalar yapar.
Sorular ne kadar zor olursa, muhtemelen onlara o kadar az cevap verebilirim.
Bu projenin zor bir görev olduğu doğru,fakat Mr Hara bunun üstesinde gelebilecektir
O, gerçekten, bir hata olabilir.
O, ne kadar çok istediyse o kadar çok zengin oldu.
Anlıyorum.
Planın iyi görünüyor fakat asıl önemli olan şu: bize daha çok iş getirir mi?