Translation of "よかった!" in Turkish

0.033 sec.

Examples of using "よかった!" in a sentence and their turkish translations:

よかったよ

Ama bunu bulmamız iyi oldu.

コンサートよかった?

Konserde eğlendin mi?

‎運がよかった

Şanslı sinek.

昔はよかった。

Ben daha iyi günler gördüm.

心地よかった。

Rahat hissettim.

- 電話すればよかったのに。
- 電話したらよかったのに。

Aramalıydın.

生きててよかった!

Bu hayat!

- 力になれてよかったです。
- お役に立ててよかったです。

Sana yardım edebileceğim için memnunum.

残りはポケットへ よかった

Tamam, kalanını cebimde tutacağım. Muhteşem bir keşif!

よかった よし いいぞ

Bu iyi bir buluş oldu. Tamam. Güzel.

気がついてよかった。

- Çok şükür ayıldın.
- Çok şükür kendine geldin.

トムの演説はよかった。

Tom'un konuşması güzeldi.

戻ってきてよかった

Geri dönmek güzel.

昨夜はよかったよね?

Dün gece harikaydı, değil mi?

- 失敗したなあ。
- しなきゃよかったな。
- やらなきゃよかったな。

Onu yapmamalıydım.

水筒のほうがよかった

Matarayı kullanmak çok daha iyi bir yol olurdu.

バレエ続けてればよかった。

Baleye devam etmeliydim.

それはよかったですね!

- Senin için çok mutluyum.
- Ben senin için gerçekten çok mutluyum!

IPhoneアップデートしなきゃよかった。

İPhone'umu güncellememeliydim.

半袖で来ればよかった。

Kısa kollu giymeliydim.

涼しくてよかったです。

Orada hava güzel ve serindi.

パーティー来ればよかったのに。

Partiye gelmeliydin.

食事は非常によかった。

Yemek çok iyiydi.

風邪治ってよかったね。

Soğuk algınlığını atlatmana sevindim.

私一人っ子がよかった。

Keşke tek bir çocuk olsam.

よかったね、彼女できて。

Bir kız arkadaş bulman güzel.

コート着てくればよかった。

Bir manto alabilirdim.

あのレストランの食事よかった?

O restoranda iyi bir yemeğin var mı?

- 電話してくれたらよかったのに。
- 電話してくれればよかったのに。

Bana telefon etmeliydin.

(パム)電話をくれてよかった

Pam: Aramana memnun oldum.

大食いしなきゃよかった

Buradan inmeden önce sıkı bir öğle yemeği yemiş olmak istemezsiniz.

音楽会は入りがよかった。

Konsere katılım iyiydi.

無茶しなければよかった。

Onu abartmamalıydım.

彼は思ったよりよかった。

O umduğumdan daha iyiydi.

私はトムの友達でよかった。

Tom'un arkadaşı olduğuma memnunum.

丸くおさまってよかった。

Meselenin dostça halledilmesine memnunum.

来なくてもよかったのに。

Gelmek zorunda değildin.

傘持ってくればよかった。

Keşke yanımda bir şemsiye getirseydim.

力になれてよかったです。

Yardım edebildiğim için memnunum.

黙ってればよかったのに。

Ağzını kapalı tutmalıydın.

若かったらよかったのに。

Keşke daha genç olsam.

よかった! 何も壊れてない。

Ne kadar şanslısın! Kırılmış bir şey yok.

私はそこにいてよかった。

Orada olduğuma memnunum.

トムは本当に運がよかった。

Tom gerçekten şanslıydı.

- 昨日言ってくれたらよかったのに。
- 昨日言ってくれればよかったのに。

- Bana dün söylemeliydin.
- Bana dün deseydin.

- 君も来られたらよかったのに。
- 君がそこにいてくれたらよかったのに。

Keşke orada olabilseydin.

今回は本当に運がよかった

ve sahiden bu sefer şansımız yaver gitti.

船で行く方がよかったのに。

Gemiyle gitseydin iyi olurdu.

私はあの男と仲がよかった。

Onunla yakın ilişkiler içindeyim.

電話くれればよかったのに。

Niçin bana telefon etmedin?

昨日、天気が非常によかった。

Dün hava çok güzeldi.

パソコン持ってくればよかったな。

Keşke bilgisayarımı getirseydim.

カメラを持ってくればよかった。

Kameramı getirmeliydim.

お気に召してよかったです。

Ondan hoşlandığına memnun oldum.

これが欲しかった よかったよ

Peşinde olduğumuz şey bu. Tamam, bu iyi bir buluş.

鉛筆を買っておけばよかった。

Bazı kurşun kalemler almalıydı.

頭がよかったらいいのになあ。

- Keşke daha zeki olsaydım.
- Keşke zeki olsam.

彼女に会えたらよかったのに。

Keşke onunla karşılaşsam.

知ってたらよかったんだけど。

Keşke bilseydim.

もっと英語を話せばよかった。

Keşke daha fazla İngilizce konuşabilseydim.

トムに出会えて本当によかった。

Tom ile tanışabildiğime gerçekten sevindim.

生まれてこなければよかった。

Keşke hiç doğmasaydım.

自転車で来ればよかったなあ。

Buraya bisikletle gelmeliydim.

写真もっと撮ればよかったな。

Keşke daha fazla resim çekseydim.

ここに来なかったらよかった。

Gelmemeliydik.

トム、とっても機嫌がよかったよ。

Tom çok iyi bir ruh hali içindeydi.

トムに嘘をつかなきゃよかった。

Tom'a yalan söylememeliydim.

スペイン語が話せたらよかったのに。

Keşke İspanyolca konuşabilseydim.

アメリカにいたほうがよかったのに。

Amerika'da kalsaydın daha iyi olurdu.

彼の意見はどうでもよかった。

Onun görüşü önemli değildi.

- テストのために勉強をもっとしておけばよかったなあ。
- テスト勉強、もっとやっとけばよかった。
- もっとテスト勉強やっておけばよかった。

Keşke test için daha çok çalışsaydım.

- 昨日僕に会いに来ればよかったのに。
- 君は昨日、僕に会いに来ればよかったのだ。

Dün beni görmeye gelmeliydin.

- そのコンサートにそのチケットを買っておけばよかった。
- そのコンサートのチケットを買っておけばよかった。

Keşke konser için bir bilet alsaydım.

使(つか)う前に分かってよかった

Ona binmeden önce bunu öğrenmemiz daha iyi oldu.

シラカバの樹皮がよかった 戻らなきゃ

Ağaç kabuğu daha iyi bir seçim olurdu. Geri dönmemiz lazım, hadi.

君が無事に戻ってきてよかった。

Sağ salim geri döndüğüne memnunum.

よかったら一緒にいらっしゃい。

İstersen bizimle gel.

彼女は昨日少し具合がよかった。

O dün biraz daha iyiydi.

喜んでいただけてよかったです。

Ondan hoşlandığına memnun oldum.

私が払うのでなくてよかったよ。

Ödeme yapmadığım için memnunum.

一人で行ってればよかったのに。

Oraya kendin gitmeliydin.

トムのアドバイスに従っておけばよかった。

Tom'un tavsiyesini dinlemem gerekirdi.

昨日のパーティーにくればよかったのに。

Dün partide gözümüz seni aradı.

日焼け止め塗っとけばよかった。

Biraz güneş kremi sürmeliyim.

トムに会えればよかったんだけど。

Keşke Tom'u görebilseydim.

昨日夜更かししなきゃよかった。

Dün geç yatmamalıydım.

結婚なんてしなければよかった。

Keşke evlenmeseydim.

もしよかったら、今トムと話したら?

İstersen şimdi Tom'la konuşabilirsin.

More Words: