Translation of "前もって" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "前もって" in a sentence and their turkish translations:

前もってお願いします。

Her şey için şimdiden teşekkürler.

- 次は前もって連絡してください。
- 次は前もって電話して下さい。

Gelecek sefer önceden telefon edin.

彼は前もって荷物を送った。

Bagajını önceden gönderdi.

前もってチケットを買っておくべきだ。

Biletini önceden almalısın.

私は前もってあなたに知らせる。

Sana önceden bildireceğim.

- 前もって予約しなければならない。
- あなたは前もって予約をしなければなりません。

Önceden rezervasyon yapmak zorundasın.

君は部屋代を前もって払うべきだ。

Kiranı peşin olarak ödemelisin.

また彼らは 前もって セラピストの カウンセリングを受けて

Aynı terapistlerle daha önceden de seans gerçekleştirmişlerdi.

前もって 考えておくことができます

Düşüncelerimi çok önceden hazırlıyorum.

前もってお礼を申しあげておきます。

Şimdiden teşekkür ederiz.

欠席は前もって私に連絡して下さい。

Lütfen yokluğunuzu önceden bana bildiriniz.

計画は前もって同意が得られている。

Plan peşinen kabul edildi.

ご出発を前もってお知らせください。

Ayrılışınla ilgili olarak beni önceden bilgilendir.

あなたには前もってお話ししますよ。

Önceden sana söylenilecek.

前もって予約しといた方がいいですよ。

Önceden rezervasyon yaptırsan daha iyi olur.

前もって言ってくれればよかったのに。

Önceden bana söylemeliydin.

上京する際には前もってお知らせ下さい。

Tokyo'ya ne zaman geldiğini önceden bilmeme izin ver.

あなたは前もってそれを彼に話す方がよい。

- Siz de ona önceden diyebilirsiniz.
- Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz.
- Onu ona peşinen söylemenizde hiçbir sakınca yok.

私たちは前もって2カ月前に航空券を買った。

Uçak biletlerimizi iki ay önceden aldık.

- 前もってお知らせします。
- 事前にお知らせします。

Sana önceden bildireceğim.

前もってお金を払っておかなければなりません。

Peşin ödemek zorundasın.

私はあらゆることを前もって用意して床に就いた。

Ben her şeyi önceden hazırlandıktan sonra yatağa gittim.

前もって予約を確認しておくことを忘れないで下さい。

Kampanyadaki rezarvasyonunuzu onaylamayı unutmayın.

トムは前もって掘っておいた穴にメアリーの死体を投げ込んだ。

Tom Mary'yi önceden kazdığı çukura indirdi.

ホワイト博士とは前もって約束した上でなければ面会できない。

Dr Beyaz'la sadece randevu ile görüşebilirsiniz.

前もって彼らと打ち合わせをしておかなくてはならない。

Onlarla önceden hazırlıklar yapmalıyız.

- 前払いしなければならない。
- 前もって払わねばなりません。

Peşin ödemek zorundasın.

前もって言ってくれれば空けたのに。明日は実家に帰る予定だ。

Bana ondan daha önce bahsetseydin, boş olabilirdim. Fakat yarın eve geri gitme planlarım var.

私は前もって十分な準備もせずに冬山に登るようなばかではない。

- Önceden gerekli tüm hazırlıkları yapmadan kışın dağlara tırmanmamam gerektiğini biliyorum.
- Önceden tüm hazırlıkları yapmadan kışın dağlara tırmanacak kadar aptal değilim.

- ご協力に対し、前もってお礼を申し上げます。
- ご協力のほど、よろしくお願いいたします。

İşbirliğiniz için şimdiden teşekkür ederiz.

- 何故君は前もって私にそのことを言ってくれなかったのか。
- どうして先に言ってくれなかったの?

Neden bana önceden söylemedin?

- それを前に言ってくれればよかったのに。
- あなたはそのことを前もって言ってくれても良かったのに。

Sen onu bana daha önce söylemeliydin.

- あなたはそれがいくらするか前もって彼に聞いたほうがよい。
- いくらかかるかあらかじめ彼に聞いた方がいいですよ。

Kaça mal olacağını ona peşinen sorsan iyi olur.

More Words: