Examples of using "実際には" in a sentence and their turkish translations:
Peki ya uygulamada?
Ama o aslında çok güçlüdür
Fakat,bunu gerçekten nasıl yapacağız?
ama aslında rengini kaybetmesi.
O, gerçekten olmadı.
bu mahalleyi hem kimlik hem de nüfus anlamında
Aslına bakarsanız, Vicky dediğim kişi
Aslında Deal'de yaşamıyor.
fakat aslında, vücudun derinlerine uzanıyor.
Uygulamada bu nasıl oluyor peki?
Aslında daha kimseyi vurmadım.
Ya gerçekten de çok kötülük yapmışsam?
Düşüncemiz uygulamada çalışmadı.
Planımız pratikte işe yaramadı.
Ama gerçekte, iyi olmaktan hiç bu kadar uzak olmamıştım.
Elbette, her ikisi de doğru değildi.
Aslında, onların bütün ilgilendiği güçtür.
Sofra adabını bilmiyorsam gerçekten önemli değil.
Teorik olarak mümkündür, ancak uygulamada çok zor.
Facebook'ta mutlak gizlilik bir yanılsamadır. Gerçekte yoktur.
Gerçekten kullanmadığımız şeylere yığınla para harcıyoruz.
Okyanuslarımız hakkında aslında ne kadar şey biliyoruz?
arazi en az 5-10 yıl süre ile imara açılmıyor.
Prensip olarak, her araç için bir park yeri olmalıdır. Uygulamada, bu doğru değildir.
Herkesin hukuku bilmesi gerekiyor ama birkaç kişi gerçekten biliyor.
" Dünyanın çevresinin iyiliği için söylüyorum," ama aslında o "Dünya üzerinde yaşayan insanların iyiliği için. "
Aslında, bu çok önemsiz bir anlamda hariç, hiç doğru gibi görünmüyor.