Translation of "聞こえた?" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "聞こえた?" in a sentence and their turkish translations:

聞こえた? デーナ!

Bunu duydunuz mu? Dana!

悲鳴が聞こえた。

Çığlıklar duydum.

妙な音が聞こえた。

Garip bir ses duydum.

- 誰かが口笛を吹くのが聞こえた。
- 誰かの口笛が聞こえた。

Birinin ıslık çaldığını duydum.

突然悲鳴が聞こえた。

Birden bir çığlık sesi duydum.

- ドアが閉めるのが聞こえた。
- ドアが閉まる音を聞いた。
- ドアが閉まるの聞こえた。
- ドアが閉まるのが聞こえた。

Kapının kapandığını duydum.

- 学校のベルが鳴るのが聞こえた。
- 学校のチャイムの音が聞こえたんだ。

Okul zilinin çaldığını duydum.

寝室で物音が聞こえた。

Yatak odasında bir gürültü duydum.

声が聞こえた気がした。

Sesler duyduğumu sandım.

本当に何か聞こえたの?

Bir şey duyduğundan emin misin?

- 私は誰かが悲鳴をあげるのが聞こえた。
- 誰かの叫び声が聞こえた。

Birinin çığlık attığını duydum.

飛行機の音も聞こえたわ。

Biz uçakları bile duyduk.

助けを呼ぶ声が聞こえた。

Bir yardım çığlığı duydum.

電話が鳴る音が聞こえた。

Telefonun çaldığını duydum.

ガレージから変な音が聞こえた。

Garajdan gelen garip bir ses duydum.

昨夜犬の遠吠えが聞こえた。

Geçen gece uzakta köpek sesleri duydum.

彼が出ていく音が聞こえた。

Onun dışarı çıktığını duydum.

突然鋭い叫び声が聞こえた。

Birdenbire, tiz bir çığlık duydum.

- おい、俺の言ってること、聞こえたのか?
- ちょっと、私が言ったこと、聞こえた?

Hey, beni duydun mu?

- 彼が階段を降りていくのが聞こえた。
- 彼が下に降りてくる足音が聞こえた。

Onun merdivenlerden aşağı gittiğini duydum.

きしむ音が聞こえたが無事だ

Tuhaf bir çatırtı duydum ama hepsi bu.

彼が部屋を出る音が聞こえた。

Onun, odadan çıktığını duydum.

ドアの影から変な音が聞こえた。

Kapının arkasından tuhaf bir ses duyuldu.

かみながら うなる声が 聞こえた

ve sürekli hırlamasını ve ısırışını duyuyordum.

木の葉のサラサラという音が聞こえた。

Yaprakların hışırdadığını duydum.

電話がなっているのが聞こえた。

Ben telefonun çaldığını duydum.

誰かがノックしているのが聞こえた。

Birinin kapıyı çaldığını duydum.

遠くで雷が鳴ったのが聞こえた。

Uzakta gök gürlediğini duydum.

彼女が歌っているのが聞こえた。

Onun şarkı söylediğini duydum.

- 犬が遠くで吠えているのが聞こえた。
- 遠いところで犬が吠えているのが聞こえた。

Uzakta bir köpeğin havladığını duydum.

‎次の瞬間 ‎彼女の心の声が聞こえた

Bunu an be an hissedebiliyordum.

車が家の前に止まる音が聞こえた。

Evin önünde bir arabanın durduğunu duydum.

何かが地面に落ちる音が聞こえた。

Yere bir şeyin düştüğünü duydum.

誰かが大声で叫んだのが聞こえた。

Birinin çığlık attığını duydum.

私たちはドアの閉まる音が聞こえた。

Biz kapının kapandığını duyduk.

窓の外で誰かが叫ぶのが聞こえた。

Pencerenin dışında birinin bağırdığını duydum.

彼が階下に降りて来るのが聞こえた。

- Onun alt kata geldiğini duyduk.
- O aşağıya inerken ayak seslerini duyduk.

誰かに名前を呼ばれるのが聞こえた。

Birisi tarafından adımın çağrıldığını duydum.

彼には君の声が聞こえたはずがない。

Seni duymuş olamaz.

彼が下に降りてくる足音が聞こえた。

Onun alt kata geldiğini duydum.

玄関のドアがバタンと閉まるのが聞こえた。

Ön kapının çarptığını duydum.

おおかみが吠えているのが聞こえた。

Bir kurt uluması duydum.

子供たちの楽しそうな声が聞こえた。

Çocukların mutlu seslerini duydum.

- 誰かが人込みの中で私の名を呼ぶのが聞こえた。
- 人込みの中で、誰かが私を呼ぶのが聞こえた。

Kalabalıkta birinin adımı seslendiğini duydum.

彼女が助けを求めて叫ぶのが聞こえた。

Onun yardım için bağırdığı duyuldu.

彼女がその歌を歌うのがよく聞こえた。

Ben sık sık onun bu şarkıyı söylediğini duydum.

誰かがぼくの名前を呼ぶのが聞こえた。

Birinin adımı seslendiğini duydum.

彼女が部屋ですすり泣くのが聞こえた。

Onun kendi yatak odasında hıçkırarak ağladığını duyabiliyordum.

- 戸が開く音が聞こえた。
- ドアが開く音がした。

Ben kapının açıldığını duydum.

彼がシャワーで鼻歌を歌っているのが聞こえた。

Onun duşta şarkı mırıldandığını duydum.

彼女が台所から呼んでいるのが聞こえた。

Onun mutfaktan seslendiğini duydum.

誰かがドアをノックした音が聞こえたと思った。

Birinin kapıyı çaldığını duyduğumu düşündüm.

トムが隣の部屋で笑っているのが聞こえた。

Tom'un yan odada güldüğünü duydum.

ラジオを聞いている時、電話の鳴るのが聞こえた。

Telsizi dinlerken telefonun çaldığını duydum.

自分のパソコンから警告音が鳴ってるの、聞こえた?

Bilgisayarının bipini duydun mu?

私たちには近くの教会の鐘の音が聞こえた。

Kilisenin yakından çan sesini duyabiliyorduk.

夜通しうちの犬が吠えているのが聞こえた。

Köpeğimizin bütün gece havladığını duydum.

誰かが私の名前を呼んでいるのが聞こえた。

Birinin adımı seslendiğini duydum.

- たった今銃声がした。
- たった今、銃声が聞こえた。

Ben şimdi bir silah sesi duydum.

変な音が聞こえたので、彼はベッドから飛び出した。

O tuhaf bir gürültü duydu, bu yüzden yataktan dışarı fırladı.

木がすさまじい音を立てて倒れるのが聞こえた。

Büyük bir gürültüyle ağacın düştüğünü duyduk.

彼女が部屋にはいったとき、ささやきが聞こえた。

O, odaya girdiğinde bir mırıltı vardı.

私は食堂で自分の名前が呼ばれるのが聞こえた。

İsmimin kafeteryada çağrıldığını duydum.

私たちの声のこだまが谷の反対側から聞こえた。

Sesimizin vadinin diğer tarafından gelen yankısını duyduk.

誰かが壁をドンドンと叩く音が聞こえたような気がした。

Birinin duvara vurduğunu duyduğumu sandım.

私の名前が暗闇の中で二度呼ばれるのが聞こえた。

Karanlıkta iki kez adımın söylendiğini duydum.

遠くから誰かが私に呼びかけているのが聞こえた。

Uzaktan birinin bana seslendiğini duydum.

ジョンはとても大声で話したので、二階にいても聞こえた。

John o kadar sesli konuştu ki ikinci kattan bile duyabildim.

発信音が聞こえた後であなたのメッセージを残してください。

Bip sesini işittikten sonra mesajınızı bırakın.

- 私はベルが鳴っている音を聞いた。
- ベルの鳴る音が聞こえた。

Çalan bir zil sesi duydum.

ホンプキンスさんはとても大声で話したので、2階にいても聞こえた。

Bay Hopkins öyle bir yüksek sesle konuştu ki onu üst kattan duyabiliyordum.

騒がしいホームで誰かが私の名前を呼んでいるのが聞こえた。

Gürültülü platformda birinin adımı seslendiğini duyabildim.

- 僕は叫び声を聞いた。
- 私は叫び声を聞いた。
- 叫び声が聞こえた。

Bir çığlık duydum.

玄関のベルが鳴るのが聞こえたよ。誰か来たのか見に行っておいで。

Kapının çaldığını duydum. Git ve kim olduğuna bak.

彼が自転車で通り過ぎているときに、助けを求める叫び声が聞こえた。

O, bir yardım çığlığı duyduğunda, bisikletiyle geçiyordu.

- 私は女性が悲鳴を上げるのを聞きました。
- 女性の悲鳴が聞こえたんだ。

Bir kadının çığlık attığını duydum.

- 彼らは遠くで銃が発砲されるのを聞いた。
- 遠くで銃の発射される音が聞こえた。

Uzakta bir silahın patladığını duydum.

- 私は子供たちが一緒に歌っているのを聞いた。
- 子どもたちがそろって歌っている声が聞こえた。

Çocukların beraberce şarkı söylediklerini duydum.

- 私は自分の名前を呼ばれるのを聞いた。
- 私は自分の名前が呼ばれるのを聞いた。
- 自分の名前を呼ばれるのが聞こえた。
- 私の名前が呼ばれるのが聞こえました。

Adımın çağrıldığını duydum.

More Words: