Examples of using "馬鹿な!" in a sentence and their turkish translations:
Bu çok saçma!
Bu çılgınlık.
Kendinizi bir aptal yapmaktan vazgeçin.
Bir çocuk ne kadar aptalca görünürse ailesine o kadar sevimli görünür.
Hey, aptal olma!
Neden erkek kardeşim aptal?
Aptalca soru için üzgünüm.
Aptal değilim.
Çocuk kendisini aptal yaptı.
Hadi, aptal olma!
Sen salaksın, o da.
Öyle aptalca şeyler yapmaz.
Aptalca şeyler söyleme!
Neden böyle aptalca bir şey yaptın?
- Aptal olma.
- Şapşallaşma.
Ben aptal insanları dinleyemem.
Aptal bir adamla evlenmek istemiyorum.
- Şu aptal kadına dayanamıyorum.
- Şu aptal kadına tahammül edemiyorum.
- Şu aptal kadına katlanamıyorum.
Bir aptal gibi davranmayı bırak.
Aklıma aptalca bir fikir geldi.
Senin yaşında bunun yapılmayacağını bilmelisin.
Neden böyle aptalca bir şey söyledin?
Böyle hiç böyle aptalca bir şey demedim.
Öyle aptalca bir şeyi sana ne söyletti?
Böyle aptalca bir şeyi nasıl söyleyebilirsin?
Nasıl bu kadar saçma bir şey söyleyebilirsin?
O, öylesine aptal bir şey söylemiş olamaz.
- Nancy Jack'le evlenecek kadar aptal olamaz.
- Nancy Jackl'le evlenilmeyeceğini bilecek kadar akıllıdır.
- Nancy Jack ile evlenmeyecek kadar mantıklıdır.
Böyle bir şey yapmayacak kadar akıllı olmalısın.
Tom aptalca bir soru sordu.
Ona hikayeyi anlatacak kadar aptal değildim.
Onun yasaya karşı gelmesi aptallıktı.
Onun böyle bir şey yapması aptalcaydı.
Bugün bir sürü aptalca fikrim var.
Hayatın pahasına niçin öyle aptalca bir şey yaptın?
Tom, Mary'nin aptalca bir şey yapmamasına güvenebileceğini düşünüyor.
O etraftayken o, onun hakkında konuşacak kadar aptal değildi.
Onlar böyle saçmalıklara inanmak için deli olmalılar
Aptalca bir şey yapmayın.
Daha iyi bilmelisin.
Arkadaşlarım beni aptal davranışım için azarladı.
Aptalca bir şey yapmadan önce onu bulmalıyız.
Ebeveynlerinden çok fazla şey beklememesi gerektiğini bilecek yaştadır.
- Mümkün değil!
- Asla!