Examples of using "싸우고" in a sentence and their turkish translations:
o kudretli güçlerle savaşacak,
istemeyi ve onları şekillendiren
Amerikalılarla kavga eden Almanlar ve Rusları düşünüyorum.
acı çeken ve savaşan siyahi kitleler olarak görüyoruz.
Kerala üst üste iki yıl, bazı bölgelerinde sel baskınları yaşadı.
Ki halihazırda İran destekli Hutilerle de çatışma halindeler.