Examples of using "Jesteście" in a sentence and their turkish translations:
Siz insanlar şaşırtıcısınız.
Sizler delisiniz!
Siz geri zekalısınız.
Siz mahkumsunuz.
Bekar mısınız?
Erkek kardeş misiniz?
Siz doktor musunuz?
Siz kız kardeş misiniz?
Hazır mısınız?
Onlar düşmanlar.
Sen bencilsin.
İlgileniyor musunuz?
Karıştın mı?
- Evde misin?
- Evde misiniz?
Arkadaşlarımsınız.
Siz Almansınız, değil mi?
Hepiniz davetlisiniz.
Siz yerel halk değilsiniz.
İkiniz de delisiniz.
Zamanında geldin.
Gerçekten sarhoşsun.
Sen hâlâ reşit değilsin.
Arkadaşlarımsınız.
Siz ikiniz gerçekten naziksiniz.
Siz onun kızlarısınız.
Hazır mısın?
Sanırım hazırsın.
Tom ile ilgileniyor musunuz?
Siz Tom'un ebeveynlerisiniz, değil mi?
Siz Tom'un öğrencilerisiniz, değil mi?
Orada kimle birliktesin?
Boşanalı ne kadar oldu?
Artık çocuk değilsiniz.
Hayal kırıklığına uğradın mı?
Hepiniz meşgulsünüz, değil mi?
Siz insanlar benim misafirimsiniz.
Küreselci dostlarım, eğer siz de benim gibiyseniz
İşte geliyor... Hazır mısınız?
Endişelenme, güvendesin.
- Üçünüz çok şanslısınız.
- Siz üçünüz çok şanlısınız.
Beş saattir burada bulunuyorsun.
2012 yılı için hazır mısın?
Bu görselleri anlama dilini çok iyi konuşuyorsunuz.
Her ikiniz de Bostonlusunuz, değil mi?
İnanılamayacak kadar salaksın.
- Benimle misin?
- Benimle misiniz?
Hepinizin burada olduğuna memnunum.
Siz ikiniz ne kadar süredir birliktesiniz?
ister kabul et, ister etme gibi imkânsız bir duruma sokulursunuz.
Bu öğleden sonra yanımızda olduğunuz için teşekkürler.
Senin nişanlı olduğuna hâlâ inanamıyorum.
Evli olduğuna hâlâ inanamıyorum.
Yetki sizde, bu konuda benimlesiniz. Karar sizin.
Ya sen ya da arkadaşların hatalı.
Çok dindarsın, değil mi?
Siz ikiniz daha önce yemek yediniz mi?
Bugün meşgul müsünüz?
Siz arkadaşlara eve gitmenizi söyledim. Niçin hâlâ buradasınız?
Umarım sen de mutlusundur.
İkinizin hâlâ irtibatta olduğunuzu bilmiyordum.
- Yorgun olmalısın.
- Yorgun olmalısınız.
Seni o kadar üzen nedir?
Tom senin teniste iyi olduğunu söylüyor.