Examples of using "Mimo" in a sentence and their turkish translations:
Yağmur yağmasına rağmen, dışarı gittim.
Onu her halükarda seviyorum.
Sen benim yasağıma rağmen geldin.
Gerçek şu ki sert, çetin
Yağmura rağmen golf oynadık.
O zorlukları aşmasını bildi.
Fırtınaya rağmen dışarı çıktı.
Tom yağmur yağmasına rağmen geldi.
Yağmura rağmen pikniğe gittik.
Sonuçta, o senin patronun.
Yine de fark etmeden edemediğim şey
Yine de katliam devam ediyor.
Ama buna rağmen, terörizm ve sahteciliğin ilişkisini gösteren bu kanıtlara rağmen,
Kar yağmasına rağmen gitmek zorundayım.
Fakir olmalarına rağmen, onlar mutluydu.
Yorgun olmasına rağmen, çalıştı.
Özür dilemesine rağmen, hâlâ öfkeliyim.
Tom hasta olmasına rağmen yüzüyor.
Bacağındaki ağrıya rağmen o, okula gitti.
- Güneşli olmasına rağmen, hava soğuktu.
- Güneş çıkmış olmasına rağmen hava soğuktu.
O, yoksul olmasına rağmen mutludur.
Yorgunum ama yine de bunu yapacağım.
Yağmur yağmasına rağmen dışarı çıkmak zorundaydım.
dışarıdaki profesyonel el yazısı uzmanlarının
Bence tüm çabalara, koruma çabalarına rağmen yüksek olasılıkla
Yağmur yağmasına rağmen, herkes iyi vakit geçirdi.
Natto kötü kokmasına rağmen, lezzetlidir.
Kar fırtınasına rağmen o, okula zamanında vardı.
Zengin olmasına rağmen, mutlu değil.
- Genç olmasına rağmen beyaz bir sakalı var.
- Genç olmasına rağmen sakalı beyaz.
Ona bir uyarı verdim, o buna hiç dikkat etmedi.
Pek çok arkadaşı olmasına rağmen, o yalnız.
Zengin olmasına rağmen çok sıkı çalışır.
Serin olsalar da yağmalanmış ve kırılmışlar.
Karanlığa rağmen... ...uyumayı göze alamazlar.
14 yaşımda, garajımda
O zengin olmasına rağmen, oldukça basit giyinir.
Ben hâlâ onun bugün geleceğinin olası olmadığını düşünüyorum.
Çok çalışmamıza rağmen iyi sonuçlar almıyoruz.
Tom ödemek için söz vermesine rağmen, Mary'yi faturayla sıkıştırdı.
Yine de Pentagon bu teknolojiyle ilgili endişe duymasına rağmen,
Yıkıcı güçlerine rağmen bu asabi küçük yırtıcının önemli bir görevi de var.
Ancak bunların çoğu bizlerin görebildiği olaylar değil.
%80'nin yetim olmaması gerçeğine rağmen.
Bütün bunlara rağmen bu hayvanlar kâr için canlı hayvan pazarlarına gönderiliyordu.
Ona açmamasını söylememe rağmen, o, pencereyi açtı.
Tom çok yorgun olmasına rağmen çalışmaya devam etti.
Yorgun olmama rağmen, elimden geleni yaptım.
Bu şehir betondan yapılmasına rağmen, o hâlâ bir orman.
Tom'un senin arkadaşın olduğunu biliyorum ama hala onu sevmiyorum.
O çok sıkıntıdaydı ama mecbur olduğu işi isteyerek yaptı.
ve yine de, hala bunun düz olduğunu söylemek imkansız.
Tom çok iyi hissetmiyordu ama yine de işe gitti.
yeterli. (Gerçi yasa meclisi etkiliyorsa 100.000 oy gerekli.)
O çok çalışmasa bile, onun puanları her zaman benimkinden daha iyidir.
Son altı yıldır okulda İngilizce öğrenmeme rağmen, hâlâ onu konuşmada iyi değilim.
Dünyada en çok arzu edilen adam olamayacağımın farkındayım fakat hâlâ benimle çıkmayı düşüneceğinden ümitliyim.
Tom onun ebeveynlerinin istememesine rağmen bir dansçı oldu.
Ontario Sansür Kurulu 1980'de Günter Grass'tan uyarlanmış "Teneke Trampet" filmini yasakladı ama medya bu yasağı saçma buldu ve hatta Canadian Broadcasting Corporation (CBC) sorun yaratan görüntüleri o gece ülke çapında ulusal haberlerde gösterdi.