Examples of using "Potrafił" in a sentence and their turkish translations:
Tom, Mary'ye yardım edemezdi.
Tabii ki, plesiosaurlar yüzebiliyorlardı.
Tom'un dedesi okuyamazdı.
O çok hızlı koşamadı.
Tom katlanmaya çalıştı ama yapamadı.
Tom Mary'nin beklentilerini yerine getiremedi.
Yakında iyi İngilizce konuşmam mümkün olacak.
Tom gülümsemeye çalıştı, ama yapamadı.
Kimse eşyanın nasıl yapıldığını açıklayamadı.
Birinin bu saati onarabileceğini sanmıyordum.
On dil konuşabilsem, çok güzel olur!
Tom Mary'yi boğazlamak için tamamen hazır değildi.
Tom hislerini Mary'den saklayamadı.
Polis, çocuklarla elinden geldiğince samimi bir şekilde konuştu.
O elinden geldiğince hızlı koştu.
Onunla ilk karşılaştığımda Tom Fransızca konuşamadı.
Tom nasıl yüzeceğini bilse muhtemelen bizimle plaja gitmek ister.
Mary'nin onu gerçekten söyleyeceğini hayal edemedi.
Tom yapabileceğini umduğumuz şeyi yapamadı.
Tom Mary'nin sorularına cevap veremedi.