Examples of using "Pozwolą" in a sentence and their turkish translations:
zorunda kaldık.
Onlar bizim bahçeye girmemize izin vermeyecek.
İnşallah ebeveynlerin evlenmemize izin verecekler.
Onu yapmana izin vermeyeceklerini biliyorsun, değil mi?
Gücüm yeter yetmez dünya seyahati yapmayı planlıyorum.