Examples of using "Przyjaciół" in a sentence and their turkish translations:
Arkadaşlar edindin mi?
Arkadaşlarım var.
- Az sayıda arkadaşım var.
- Çok arkadaşım yok.
Arkadaşlarımı severim.
Onların pek çok arkadaşı var.
Arkadaşlarımı severim.
Hiç arkadaşım yok.
Bir sürü arkadaşımız var.
Arkadaşlarını ne zaman ziyaret ettin?
Senin iyi arkadaşların var.
- Bir sürü arkadaşım var.
- Birçok arkadaşım var.
- Çok arkadaşım var.
Herkesin dostlara ihtiyacı var.
Tom'un hiç arkadaşı yok.
İyi dostlarımdan güç alırım.
Çok arkadaşın var mı?
Bir arkadaştan biraz borç para aldım.
Onun az sayıda arkadaşı var.
Onun birkaç arkadaş var.
Sonunda arkadaşlarıma yetiştim.
Tatoeba'da arkadaşların var mı?
Kaç tane yakın arkadaşın var?
O, para için dostlarına ihanet etti.
Tom'un birçok arkadaşı vardı.
Ann'in birçok arkadaşı var.
Boston'da arkadaşlarım var.
Tom'un hiç arkadaşı yok.
Onun gerçek arkadaşları yok.
Birkaç iyi arkadaşım var.
Burada bir sürü arkadaşım var.
- Arkadaşlarını dikkatlice seç.
- Arkadaşlarınızı dikkatlice seçin.
Tüm çalışanlar, arkadaşlar ve aileler,
İnsan arkadaşlarına ihanet etmemeli.
Eski arkadaşlar resepsiyona davet edildi.
Onun hiç arkadaşı yoktur.
Boston'da bir sürü arkadaşım var.
Boston'da birkaç arkadaşım var.
Hiç yakın arkadaşım yok.
Son zamanlarda yeni arkadaşlar edindin mi?
Bazı arkadaşlarımı tanıtmak istiyorum.
O, birçok arkadaşı var gibi görünüyor.
Ne param ne de arkadaşım var.
- O, parasını, ailesini ve arkadaşlarını kaybetti.
- Parasını, ailesini ve arkadaşlarını kaybetti.
Çocuklar anne ve babalarından çok arkadaşlarını taklit ederler.
Boston'da arkadaşların var mı?
Tom'un Rus arkadaşları var.
Boston'da yaşayan birkaç arkadaşım var.
- Gerçek dost kara günde belli olur.
- İhtiyacın olduğunda yanında olan dost gerçek dosttur.
Mike'ın Florida'da birkaç arkadaşı var.
Arkadaşlarını çok dikkatli seçmelisin.
Benim dışımda hiç arkadaşı yok.
O benden daha az sayıda arkadaşa sahip.
Hâlâ Boston'da birkaç arkadaşım var.
Seni her zaman bir arkadaş saydım.
Mary'nin Kate'ten daha az arkadaşı var.
Onun bu şehirde birkaç arkadaş var.
Orada bana yardım edecek arkadaşlarım var.
Sen Tom'un arkadaşlarından birisi değil misin?
- Az sayıda arkadaşım var.
- Birkaç arkadaşım var.
Bunlar, arkadaşlarım için hediyeler.
Tom'un Boston'da arkadaşları yok.
Arkadaşlarınızı seçerken çok dikkatli olamazsınız.
- Birçok tanıdığı vardı ama, hiç arkadaşı yoktu.
- Çok tanıdığı vardı ama hiç dostları yoktu.
Yamamoto da arkadaşlarımdan biridir.
Mary ve ben yıllardır iyi arkadaş olarak kaldık.
Sanırım hiç arkadaşının olmaması iç karartıcıdır.
Almanya'da yaşayan iki arkadaşım var.
Tom Mary'nin tüm arkadaşlarına karşı nazikti.
- Tom Mary'nin sahip olduğu kadar çok arkadaşa sahip değil.
- Tom'un Mary'ninki kadar çok arkadaşı yok.
Tom arkadaşlarının kendisinin ağladığını görmesini istemiyordu.
Pek çok arkadaşı olmasına rağmen, o yalnız.
Jim arkadaşlarının herhangi birinden daha uzun boylu.
Çünkü iş yerinde üç yakın arkadaşı olanların
Onun davranışı arkadaşlarının çoğunu hayal kırıklığına uğrattı.
Tom, arkadaşlarından bazılarıyla parkta buluştu.
Arkadaşlarımdan hiçbiri golf oynamaz.
Arkadaşlarını getir.
Onun birçok arkadaşları var gibi görünüyor.
O, ona arkadaşlarından ödünç para almamasını tavsiye etti.
Tom Mary ve arkadaşlarını akşam yemeğine davet etti.
Patty Kanada'da arkadaşlarına yazmayı bitirdi.
Boston'a taşındığımızda yeni arkadaşlar edineceğimi umuyordum.
Arkadaşlarından birini kaybettiğin için üzgün olmalısın.
Onun çok erkek arkadaşı var ama bu özel.
Arkadaşlarımdan birkaçı bu yıl Japonya'ya gitti.
Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.
Tom arkadaşlarından hiçbirinin onun bir uyuşturucu kaçakçısı olduğunu bilmesini istemiyordu.
Tom senin arkadaşlarından biri mi?
Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var, bu yüzden ana dilini konuşanlarla konuşarak bir sürü deneyimim oldu.
Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var.