Examples of using "Wyjście" in a sentence and their turkish translations:
Başka bir çıkış yolu var.
Acil çıkışı nerede?
Buradan bir çıkış yolu bulmak zorundayız.
Gitmemiz istendi.
Başka bir çıkış var mı?
Sadece bir çıkış yolu var.
Ancak, saldırılara çözüm bulmak için vakit daralıyor,
Bu durumla ilgili başka bir bir yol bulmamız gerekiyor.
Hiç benimle birlikte çıkmayı düşüneceğini düşünür müsün?
Ne yazık ki gitmeni istemek zorundayım.
- Ne yazık ki gitmeni istemek zorunda olacağım.
- Korkarım gitmenizi rica etmek zorunda kalacağım.
- Korkarım gitmenizi istemem gerekecek.
Bir otelde yangın kaçışının nerede olduğunu bilmek hayatınızı kurtarabilir.
Tom terk etmemi istedi.
Herhangi bir tür Tayland yiyeceği asla yemedim, bu yüzden büyük annemle birlikte bir Tayland restoranına gitme hakkında oldukça heyecanlıyım.
Sonra mahallenin muhtarı, davetsiz misafirleri bölgesinden çıkarmaya karar verdi ve kovalama başladı.
Robotlar iş yerinde harika, çünkü onların tuvalete ve yemek molalarına ihtiyacı yok, hastalanmazlar ya da işe bir içki mahmurluğu ile gelmezler.