Examples of using "ódio" in a sentence and their turkish translations:
Nefret nefreti doğurur.
Avrupalılara kin ve nefret duymadan
hırs, ego , kin ve nefretten ibaret
Hristiyanlara karşı kin ve nefretle bakmak
inatla, kinle ve nefretle orada namaz kılmak istiyorlar
Neden bu kadar çok nefret?
Tom nefretle Mary'ye baktı.
Hoşgörüsüz, nefret dolu ve acımasız.
Aşk ve nefret arasında ince bir çizgi vardır.
Onun anne-babası benden nefret ediyor.
Kin kalbin kışıdır.
Fadıl nefretini masuma çevirdi.
yani o Yunanlılara kin ve nefret duymadan
Aşk kördür. Nefret de kördür.
Barış, aşk ve bilgeliktir - bu cennet. Savaş kin ve ahmaklıktır - bu cehennem.