Translation of "Acordou" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Acordou" in a sentence and their turkish translations:

Ela acordou.

- O uyandı.
- O, uyandı.

Tom acordou.

Tom uyandı.

Você acordou cedo esta manhã, não acordou?

Bu sabah erkenden uyandın, değil mi?

O bebê acordou?

Bebek uyandı mı?

Ela acordou tarde.

O geç kalktı.

Quando Tom acordou?

Tom ne zaman uyandı?

Tom finalmente acordou.

Tom nihayet uyandı.

Tom me acordou.

Tom beni uyandırdı.

Você me acordou.

Beni uyandırdın.

Ela o acordou.

O onu uyandırdı.

Tom acordou Maria.

Tom, Mary'yi uyandırdı.

Ele acordou Tom.

O Tom'u uyandırdı.

- Ela acordou pelada no chão.
- Ela acordou nua no chão.

O yerde çıplak uyandı.

O que te acordou?

Seni ne uyandırdı?

O barulho me acordou.

Gürültü beni uyandırdı.

Tom não me acordou.

Tom beni uyandırmadı.

Tom acordou às 6h30.

Tom 6.30'da uyandı.

O som a acordou.

Ses onu uyandırdı.

Tom acordou os outros.

Tom diğerlerini uyandırdı.

"Te acordei?" "Acordou, sim!"

"Seni uyandırdım mı?" "Evet, uyandırdın!"

O Tom nunca acordou.

Tom asla uyanmadı.

A criança acordou assustada.

Çocuk sıçrayarak uyandı.

Tom acordou com enxaqueca.

Tom bir migrenle uyandı.

Tom ainda não acordou.

Tom henüz uyanmadı.

A campainha me acordou.

Zil beni uyandırdı.

Agora, o progenitor já acordou.

Artık baba da uyandı.

O estrondo acordou as crianças.

Yüksek gürültü çocukları uyandırdı.

O alarme não acordou Tom.

Alarm Tom`u uyandırmadı.

Por que você me acordou?

Neden beni uyandırdın?

Foi Tom quem me acordou.

Beni uyandıran kişi Tom'dur.

Tom acordou às 2:30.

Tom 2:30'da uyandı.

Tom acordou à meia-noite.

Tom gece yarısı uyandı.

Tom acordou antes do amanhecer.

Tom şafaktan önce uyandı.

Tom acordou amarrado a uma maca.

Tom tekerlekli bir sedyeye sarılı uyandı.

Ele acordou no meio da noite.

Gecenin bir yarısında uyandı.

Tom acordou de um profundo sono.

Tom derin bir uykudan uyandı.

Por que você não me acordou?

- Neden beni uyandırmadın?
- Neden beni uyandırmadınız?

A que horas você acordou hoje?

Bugün ne zaman uyandın?

Tom acordou com o pé esquerdo.

Tom ters tarafından kalktı.

Tom acordou Mary às 06:30.

Tom Mary'yi saat 6.30'da uyandırdı.

O bebê acordou no meio da noite.

Bebek gecenin ortasında uyandı.

Por que o Tom não me acordou?

Neden Tom beni uyandırmadı?

Tom acordou porque o cachorro estava latindo.

Tom köpeğin havlamasından dolayı uyandı.

Quando Tom acordou, Mary estava tomando banho.

Tom uyandığında Mary duş alıyordu.

A garotinha acordou no início da madrugada.

Küçük kız gün ağarırken uyandı.

Tom acordou por volta do meio-dia.

Tom neredeyse öğleyin uyandı.

Tom acordou Mary no meio da noite.

Tom gece yarısı Mary'yi uyandırdı.

- Aquele barulho me acordou.
- Aquele barulho me despertou.

O gürültü beni uyandırdı.

Bill acordou cedo para conseguir pegar o primeiro trem.

Bill ilk treni yakalayabilsin diye erkenden kalktı.

Minha mãe me acordou dizendo "São sete e quinze".

Annem saat " 07:15 " diyerek beni uyandırdı.

Ontem o despertador não tocou e Kurt não acordou.

Dün çalar saat çalmadı ve Kurt uyanmadı.

- A que horas você acordou?
- A que horas vocês acordaram?

Saat kaçta kalktın?

Quando ela acordou na manhã seguinte, bem cedo, ainda estava escuro.

O, ertesi sabah çok erkenden uyandığında, hava hala karanlıktı.

Tom acordou no dia seguinte com uma forte dor de cabeça.

Tom ertesi gün acı verici bir baş ağrısıyla uyandı.

- Por que você não me acordou?
- Por que vocês não me acordaram?

- Neden beni uyandırmadın?
- Beni neden uyandırmadın?
- Beni neden uyandırmadınız?

- A que horas você acordou ontem?
- A que horas vocês acordaram ontem?

Dün ne zaman kalktın?

Tom acordou as crianças e disse-lhes para que se preparassem para a escola.

Tom çocukları kaldırıp onlara okul için hazırlanmalarını söyledi.

- Ele acordou mais cedo do que de costume.
- Ele levantou mais cedo que o normal.

O, her zamankinden daha erken kalktı.

Yuriko, uma estudante de pós-graduação em biologia marinha, adormeceu em um aquário e acordou coberta de polvos e estrelas marinhas.

Yuriko deniz biyolojisinden mezun bir öğrenci, bir balık tankının içinde uykuya daldı ve ahtapotlar ve deniz yıldızları ile kaplı olarak uyandı.

Uma vez Zhuangzi sonhou que era uma borboleta, mas quando acordou, ele não tinha certeza se era Zhuangzi que sonhara ser uma borboleta ou se era uma borboleta que agora sonhava ser Zhuangzi.

Bir zamanlar Zhuangzi, rüyasında bir kelebek olduğunu gördü ama uyandığında bir kelebek olduğunu gören Zhuangzi mi yoksa şu anda Zhuangzi olduğunu gören bir kelebek mi olduğuna emin olamadı.