Translation of "Adianta" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Adianta" in a sentence and their turkish translations:

Não adianta refazer.

Tekrar yapmanın anlamı yok.

Não adianta fazer isso.

Onu yapmanın bir faydası yok.

Não adianta tentar convencê-la.

Onu ikna etmeye çalışmanın yararı yok.

Não adianta falar com ele.

Onunla konuşmanın faydası yok.

Não adianta chorar pelo leite derramado.

Son pişmanlık fayda etmez.

Não adianta nada discutir com ele.

Onunla tartışmanın faydası yok.

- Não vale a pena.
- Não adianta.

- Yararı yok.
- Bu gereksiz!

Não adianta pedir ajuda a ele.

Ondan yardım istemenin faydası yok.

Não adianta mais nada continuar pensando.

Artık düşünmeye devam etmek işe yaramaz.

Não adianta nada tentar de novo.

Tekrar denemenin faydası yok.

- É inútil discutir.
- Não adianta discutir.

Tartışmak faydasız.

Não adianta chorar sobre o leite derramado.

Dökülen süt için ağlamak bir işe yaramaz.

Não adianta ir à praia se vai chover.

Eğer yağmur yağacaksa sahile gitmenin bir anlamı yok.

- Não adianta falar com eles.
- É inútil falar com elas.
- Não adianta conversar com elas.
- É inútil conversar com eles.

Onunla konuşmanın faydası yok.

Não adianta implorar a desconhecidos, por muito que tente.

Yabancılardan yemek dilenmek nafile. İstediği kadar denesin.

Depois que se fica doente, não adianta comer frutas.

Hasta olduktan sonra, meyve yemenin yararı yok.

Não adianta chorar por ajuda. Ninguém vai ouvi-lo.

Yardım için bağırmanın faydası yok. Hiç kimse seni duymayacak.

Não adianta fingir que você não sabe nada sobre isso.

Bunun hakkında hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranmanın faydası yok.

Mas este brilho ténue de pouco adianta aos animais que procuram alimento no solo.

Fakat bu soluk ışık yerde yemek arayan hayvanlara pek fayda etmez.