Translation of "Bagunça" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Bagunça" in a sentence and their turkish translations:

- Limpe essa bagunça.
- Limpa essa bagunça.

Bu pisliği temizle.

Sem bagunça

Karmaşa olmasın

Que bagunça!

- Ne dağınıklık!
- Bu ne dağınıklık?

- Limpe sua própria bagunça.
- Limpem sua própria bagunça.

Sen kendi pisliğini temizle.

Limpe essa bagunça.

O pisliği temizleyin.

- Meu quarto está uma bagunça.
- Meu quarto está uma bagunça!

- Odam dağınık.
- Odam darmadağın.

Peço desculpas pela bagunça.

Karışıklık için üzgünüm.

Não repara a bagunça.

Karışıklığı maruz görün.

Está uma bagunça aqui.

- Burada bir karmaşa.
- Burası bir karmaşa.
- Burası darmadağınık.

Isso está uma bagunça.

Büyük bir karışıklık oldu.

- Foi o Tom que causou esta bagunça.
- Foi o Tom quem causou esta bagunça.
- Foi Tom quem causou esta bagunça.
- Foi Tom que causou esta bagunça.

Bu karmaşaya Tom neden oldu.

Você pode limpar a bagunça?

Pisliği temizleyebilir misin?

Você está fazendo uma bagunça.

- Ortalığı batırıyorsun.
- Etrafı dağıtıyorsun.

Este quarto está uma bagunça.

Bu oda bir karmaşa.

Minhas coisas estão uma bagunça.

Her şeyim darmadağın.

Não deixe o banheiro nessa bagunça.

Banyoyu böyle bir karmaşa içinde bırakmayın.

O quarto dele está uma bagunça.

Onun odası dağınık.

O cabelo dela estava uma bagunça.

Onun saçı bir karışıklıktı.

Eu não vou limpar essa bagunça.

O pisliği temizlemiyorum.

Quem deixou o toalete nessa bagunça?

Bu pisliği tuvalete kim bıraktı?

Tom e Maria estão limpando a bagunça.

Tom ve Mary karışıklığı toparlıyor.

- Olha essa bagunça.
- Olha para esta porcaria.

Şu dağınıklığa bak.

Trabalharemos juntos para limpar toda aquela bagunça.

Bütün şu pisliği temizlemek için birlikte çalışacağız.

Tom me ajudou a limpar a bagunça.

Tom pisliği temizlememe yardımcı oldu.

Você é o responsável por essa bagunça?

Bu karmaşadan sorumlu musunuz?

Meu irmão deixa o quarto dele uma bagunça.

Erkek kardeşim odasını karmaşa içinde bırakır.

Tom não tinha nada a ver com essa bagunça.

Tom'un bu karmaşa ile bir ilgisi yoktu.

Nós não estaríamos nesta bagunça se você tivesse nos ajudado.

Bize yardım etseydin bu karışıklığın içinde olmazdık.

Eu disse para você não deixar o cachorro entrar. Ele vai fazer uma bagunça na cozinha.

Sana köpeği içeri alma dedim. O mutfağı kirletip altüst edecek.