Examples of using "Beira" in a sentence and their turkish translations:
Tom ölüm döşeğinde.
Mary ölüme yakın.
Tom yatağın kenarına oturdu.
Bu hayvanlar yok olmanın eşiğindedirler.
Yaşlı adam ölüme yakın.
Tom yatağın kıyısında oturuyordu.
O bir sinir krizinin eşiğinde.
Ölümün eşiğinde olduğumu biliyorum.
- Bazı vahşi hayvanlar yok olma eşiğinde.
- Bazı vahşi hayvanlar tükenme eşiğinde.
Deniz kıyısı özellikle ayışığında romantiktir.
gerçek şu ki kıyametin eşiğinden dönmüştük
Sıra dışı bir şeyin eşiğinde olduğunu hissediyorsun.
En sevdiğim eğlence kıyı boyunca gezmektir.
ama artık sahil kenarındaki şehir kullanılmaz halde
Nehrin yanında piknik yapabiliriz.
binamız yıkılmadı ve okyanusun kenarında oturuyoruz
Tom Mary'yi akşam yemeği için bir sahil restoranına götürdü.
O 60 yaşında ve hala sahilde kumdan kaleler inşa eder.
Tom ve Mary nehrin kenarındaki bir evde yaşıyorlar.
O kendini öldürmek üzereydi.
Parsın ağzı... Belki iki buçuk santimden daha yakındı, sağ kulağımın hemen yanındaydı