Examples of using "Branca" in a sentence and their turkish translations:
- Leyla beyaza döndü.
- Leyla beyazlaştı.
Şu mum beyaz değil.
Kar beyazdır.
Kartal beyazdır.
Bu masa beyaz.
O, beyaz bir yalandır.
Bu kalem beyazdır.
Fincan beyazdır.
O sadece beyaz et yer.
Tom sadece beyaz et yiyor.
Tom beyaz gömleğini ütüledi.
Bu mum beyaz değil.
Naoko beyaz sarayda yaşıyor.
Küçük çiçek beyaz.
Dinleyicilerin yüzde 25'i beyazdı.
Beyaz Saray ile bağlantılarım var.
Çatıda beyaz bir güvercin var.
Kar niçin beyazdır?
O beyaz bir tişört giyiyordu.
Plajda kum beyazdı.
Tom beyaz bir gömlek giyiyor.
Yolun ortasında beyaz bir çizgi var.
Pekâlâ, bu büyütkendoku ve burası da beyaz katman.
Bir beyaz bulut, mavi gökyüzünde yüzüyor.
Annem bana beyaz bir elbise yaptı.
Beyaz kemerli olanı seviyorum.
Onun teni kar kadar beyaz.
Ben parkta beyaz bir şey gördüm.
Her tarafı beyaz boya ile kaplandı.
Çiftlik evi gizemli bir biçimde beyazlaştı.
Bir beyaz bir kız ve bir Arap kız.
Bu beyaz avcı örümcek kendine eş arıyor.
Başbakan Beyaz Saray'a resmi bir ziyarette bulundu.
Fransız bayrağı mavi, beyaz ve kırmızı.
O, bir beyaz pamuklu gömlek giyiyor.
Üç elbise kazandım, biri beyaz ve ikisi yeşil.
İtalyan bayrağı, yeşil, beyaz ve kırmızıdır.
Kar beyazdır, is siyahtır.
Bu kedi beyazdır.
Pekâlâ, büyütkendokuyu mu seçtiniz? Ve bu da beyaz katman.
Onun evi beyaz bir çitle çevrili.
Ben siyah buluzü maviden daha çok severim.
Bana beyaz iplikli bir makara verin.
Beyaz top kırmızı top kadar ağırdır.
Onlar ayrıca Snow White'ın dinsiz üvey annesini de davet ettiler.
Hazır olduğunu göstermek için yüzü beyaza dönüyor.
Duvarın iç kısmı beyaz, dış kısmı ise yeşil renkte.
Torunum Pamuk Prenses hikayesini seviyor.
Amerikan bayrağının renkleri kırmızı, beyaz ve mavidir.
Tom mavi ve beyaz çizgili bir gömlek giyiyordu.
Yaklaşık dört fincan beyaz un ile bir tutam tuzu karıştır.
Nihayet bir beyaz avcıya denk geliyor. Ama aradığı eş değil bu.
- Tavuk eti beyazdır, halbuki bir öküzünkü kırmızıdır.
- Dana eti kırmızıyken tavuğunki beyazdır.
Birçok çiçek var. Biri kırmızı, bir başkası beyaz ve kalanları sarı.
Kağıt beyazdır; kar da beyazdır. Kağıt ve kar beyazdır.