Examples of using "Cabo" in a sentence and their turkish translations:
Altındaki uzun halatın ucunda bir şey var.
Halatı çözdü, onu topluyorum.
Planı uygulamak istiyorum.
Bu TV, HDMI kablosu ile gelmiyor.
Tüm kasaba kablolu TV'ye sahip.
Ben bu planı gerçekleştirmek için kararlıyım.
Birçok suç internet üzerinde gerçekleştirilebilir.
Boston'u çok iyi bilirim.
Şuna bağlanalım. Dua edin de halat beni taşısın.
Yardımın olmadan planımızı uygulayamayacağız.
Yeşil Burun Adalarında konuşulan diller Portekizce ve kreollerdir.
Tom, Boston'u çok iyi biliyor.
AC güç kablosunun fişine ıslak ellerle dokunmayın.
Tom bu şehri avucunun içi gibi bilir.
O, New York'u oldukça iyi bilir.
Mossel Körfezi, Güney Afrika'daki bu ufacık ada 4.000 Güney Afrika kürklü fokuna ev sahipliği yapmaktadır.