Examples of using "Dão" in a sentence and their turkish translations:
İnekler süt verirler.
Erken uyarı borusu ötüyor.
çok büyük cezalar veriyorlar
alıyorlar sırtlarına
İnekler süt verir.
İnekler bize süt verir.
Arılar bize bal temin eder.
Bazı insanlar geçinmezler.
- Bu pencereler güneye bakıyorlar.
- Bu pencereler güneye bakıyor.
Ama onu kabul edeceğe benzemiyorlar.
Öğretmenler tüm gün boyunca öğretirler.
Onlar dikkatlerini her zaman çevre sorunlarına verirler.
Tom ve Mary çok iyi anlaşırlar.
Günün gelişini selamlarlar.
Arkadaşlarım artık benimle ilgilenmiyor.
İnekler ihtiyacımız olan birçok şey bize verirler.
Birkaç şey bize müzik kadar çok zevk verir.
- İnekler bize süt verir ve tavuklar, yumurta.
- İnekler bize süt, tavuklar da yumurta verir.
- İnekler bize süt verir, tavuklar da yumurta.
Çok fazla yanlış ufuk görüyorum ve yaklaştığımızı sanıyorum.
At nalı ve dört yapraklı yonca iyi şans getirir.
Tom ve Mary birbirleri ile iyi geçinirler.
bir tek verdikleri şekilde değil yani muazzam olan.
Bazı mağazalar fiyatları indirdi.
Meyve vermeden önce, portakal ağaçları turuncu çiçekleri ile çiçek açar.
Tom ve Mary birbirleri ile geçinemezler.
Ne yazık ki, karım ve sevgilim birlikte çok iyi geçinmezler.
Biliyorsun Jamal ve Sarah birbirleriyle geçinmezler.
Ortak yönleri olmadığı için Tom ve Mary birbirleriyle geçinmiyor.
Neden bir bakmıyorsun?
Sana para kazandırmayan projelere ne kadar zaman ve enerji harcarsın?
Tom ve Mary birbiriyle geçinmiyor. Onların ortak bir şeyi yok.
Tom ve Mary ikisi de aynı okulda öğretiyor.
Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.
Onun elbisesinin ve ayakkabısının renkleri birlikte iyi gidiyor.
Onların bana servis ettiklerini yemekten başka seçeneğim yok.