Examples of using "Disseram" in a sentence and their turkish translations:
Bunu onlar söyledi.
Bir çoğunuz,
Onlar nasıl dediler mi?
Onlar sebebini söyledi mi?
Onlar ne dedi?
Bir şey söylemediler.
Herhangi bir şey söylediler mi?
bazıları da şey dedi;
Onlar ne zaman olduğunu söyledi mi?
Onların ne dediğini duydun mu?
Yorgun olduklarını söylediler.
Onlar bitkin olduklarını söylediler.
bazıları da şöyle bir şey söyledi;
onların bir terörist olduğunu söyleyiverdi
Hayır dediler.
Onlar bir şey söyledi mi?
Bana bir şey denmedi.
Onlar bir şey söylemedi.
Onlar sebebi söylemediler.
Onlar bunun bir kaza olduğunu söylediler.
Onlar ona söyledi.
Onlar korktuklarını söyledi.
Onlar ne olduğunu söyledi mi?
Onlara söyleneni yapmışlar.
- Ona ne dendiyse onu yaptı.
- Ne dedilerse onu yaptı.
- O, ona ne dedilerse onu yaptı.
Doktorlar ne söyledi?
Sana ne söylendi?
Tek kelime etmediler.
Bana söylenen bu.
Onlar bana buraya geri gelmemi söyledi.
Bana refakat etmesi tembihlendi.
Onların ne söylediklerini öğren.
Sana bir şey söylediler mi?
Bana onu yapmam söylendi.
Onlar gergin olduklarını söylediler.
Onun size kaldığını söylüyorlar.
çünkü atalarımız ne demiş?
Onların söylediğine inanıyorum.
Ben sadece bana söylenileni yaptım.
Sana yapılması söylenildiği gibi yap.
Herkes hatalı olduğumu söyledi.
Bana yalnız olacağın söylendi.
Evet dediler.
Bana söylenmedi.
Onlar ne olduğunu söylediler?
Eve gitmem söylendi.
Onlar bana bunun bir bomba olduğunu söyledi.
Bana bunun sessiz bir kasaba olduğu söylendi.
Onlar yapacaklarını söyledikleri şeyi asla yapmadı.
bu öğretmenler durumu idari amirlerine de söylemiş
Simpsons'ların dediği doğru mu çıkacak?
Tom'u hiç görmediklerini söylediler.
Ben sadece bana söyleneni biliyorum.
O onların söylediğini kabul etti.
Tom onların söylediği her şeyi duydu.
Neden Tom'a onu yapması söylendi?
Onlar önce ne söyledi?
Onlar en son ne söylediler?
İnsanlar onun deli olduğunu söyledi.
Toplantının nerede olacağı sana söylenildi mi?
Çocuklar burada olduğunu söyledi.
Bana bunu yapmam gerektiği söylendi.
çok yorulacağını anlattılar
Bana bir doktor görmem gerektiği söylenildi.
Onlar bana bunun senin hatan olduğunu söyledi.
Sert bir kış geçireceğimizi söylüyorlar.
Bir şey demedin.
Bana daha fazla dikkat etmem gerektiği söylendi.
Bana Tom'un Fransızca konuşamadığı söylendi.
Dedektifler Tom'un, kız arkadaşını boğarak öldürdüğünü söylediler.
Bana Tom'un beni görmek istediği söylendi.
Tom'a buraya asla bir daha geri gelmemesi söylendi.
Onu niçin söyledin?
Şişman olduğum için beni kovduklarını söylediler.
Bana çok yetkili bir kişi olduğun söylendi.
Bir vizeye ihtiyaç duyduğum asla bana söylenmedi.
Tom ve Mary bizim tarafımızda olduklarını söylediler.
Onlar benim onların en iyi işçisi olduğumu söyledi.
Kaçakçılardan korkmadıklarını söylediler.
Onlar bana mezarlığın berbat durumda olduğunu söylediler.
Bu iş için gereğinden fazla kalifiye olduğumu söylediler.
Tom ve Mary, bizimle Boston'a gitmek istediklerini söylediler.
Tom ve Mary, Kanadalı olmadıklarını söylediler.
ve diyorlardı ki biri acı çekerse öteki de çeker
Neden hayır dedin?
Sen mutlu olduğunu söyledin.
Depolama maliyetlerinin çok yüksek olduğunu söylediler.
Size sizi niçin işe almadığımızın nedenleri söylenildi mi?
Dün ne dedin?
Tom ve Mary yarın Boston'a gideceklerini söylediler.
Tom ve Mary bana konserde iyi zaman geçirdiklerini söyledi.
Bunun önemli olduğunu söyledin.
Tom Jackson'ın Boston'daki en iyi avukat olduğunu duydum.
aman kimseye dokunmasın ama yine de söyleyeceğimizi söyleyelim dediler
Sen aç olduğunu söyledin.
Yanlış bir şey söylemedin.
Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
Onlar Tom'a bir gizlilik anlaşması imzaladığını söylediler.