Examples of using "Emprestei" in a sentence and their turkish translations:
Ben Tom'a biraz ödünç para verdim.
Ona faizsiz 500 dolar borç verdim.
Arkadaşıma biraz para ödünç verdim.
Bisikletimi Tom'a ödünç verdim.
Ben sana dün biraz ödünç para vermedim mi?
Bisikletimi Tom'a ödünç verdim.
Bu ayın kirasını ödemesi için Mary'ye ödünç para verdim.
Şemsiyemi Tom'a ödünç verdim.
Tom'a Almanya hakkında bir kitap ödünç verdim.
Tom hâlâ ona ödünç verdiğim kitaba sahip.
Tornavidayı bir arkadaşımdan ödünç aldım.
Şemsiyemi Tom ve Mary’ye ödünç verdim.
Ona bir kitap ödünç verdim ama o hala geri vermedi.
Ona bir kitap ödünç verdim fakat onu hâlâ geri vermedi.
Bu bir çekiç. Benim değil; onu bir arkadaştan ödünç aldım.
Bir köpek kulübesini tamir etmek için babamın çekicini ödünç aldım.