Examples of using "Fraco" in a sentence and their turkish translations:
Sen güçsüzsün.
Tom güçsüz.
Ben güçsüzüm.
Sen güçsüzsün.
Tom zayıf hissetti.
Düşman zayıf.
Tom güçsüz.
Tom çok güçsüz.
Tom güçsüz değil.
İş yavaş.
Ben coğrafyada zayıfım.
Tom çok zayıf.
Matematik onun zayıf noktasıdır.
Ben teniste kötüyüm.
O, kimyada kötüdür.
O kadar cılız görünüyor muyum?
Kahvemi hafif severim.
O, küçük ve güçsüz.
Tom küçük ve zayıf.
Tom açıkçası hâlâ çok zayıf.
Herkesin bir kırılma noktası var.
Çocukluğunda oldukça cılızdı.
Tom'un zayıf olduğunu düşünüyorum.
Fizik benim zayıf dersim.
Çok zayıfsın.
Çok kötü hareket ediyordu. Yavaşça, çok zayıf şekilde.
Gittikçe güçsüzleşiyorum.
Güçlü güçsüze bakmalıdır.
Zincir en zayıf halkasından kopar.
Ben onun zayıf bir kalbi olduğunu bilmiyordum.
Fiziksel olarak da erkeğe göre birazcık daha güçsüzdür
Benim Japonca düzeyim zayıf, bu yüzden iyi yazamam.
- Bir zincir ancak en zayıf halkası kadar kuvvetlidir.
- Zincir en zayıf halkası kadar sağlamdır.
Bir zincir en zayıf halkasından daha güçlü değildir..
Sadece bir kişi hayatta kaldı - Vöggr, Hrolf'un sarayındaki en zayıf adam.
O kadar zayıf ki sağlıklı ahtapotlar gibi canlı renkler çıkaramıyor.