Translation of "Portão" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Portão" in a sentence and their turkish translations:

- Tranque o portão.
- Tranquem o portão.

Kapıyı kilitle.

- Feche o portão.
- Fecha o portão.

Kapıyı kapat.

- Entre pelo portão.
- Entrem pelo portão.

Kapı yoluyla içeri gelin.

Abre o portão.

Kapıyı açın.

Deixaram o portão aberto.

Kapı açık bırakıldı.

Tom abriu o portão.

Tom kapıyı açtı.

Nós paramos no portão.

Biz kapıda durduk.

Tom saiu pelo portão.

Tom kapıdan çıktı.

Tom fechou o portão.

Tom kapıyı kapattı.

Eu fechei o portão.

Kapıyı kapattım.

O portão estava aberto.

Kapı açıktı.

O portão está aberto.

Kapı açık.

John atravessou o portão.

John kapıya doğru ilerledi.

- Eu pintei o portão de azul.
- Pintei o portão de azul.

Kapıyı maviye boyadım.

Tom deixou o portão aberto.

Tom kapıyı açık bıraktı.

Tom está esperando no portão.

Tom kapıda bekliyor.

É preciso fechar o portão.

Kapının kapanmış olması gerek.

Tom correu até o portão.

Tom kapıya doğru koştu.

Não consegui abrir o portão.

Kapıyı açamadım.

- Os amigos dela a esperaram no portão.
- Seus amigos esperavam-na ao portão.

Arkadaşları onu kapıda bekledi.

O portão está fechado às oito.

Kapı sekizde kapanır.

Poderia fechar o portão para mim?

Benim için kapıyı kapatır mısın?

Tom abriu o portão para Mary.

Tom, Mary için kapıyı açtı.

Me pediram para abrir o portão.

Kapıyı açmam rica edildi.

Quem é o homem encostado no portão?

Kapıya dayanan adam kimdir?

Estavam esperando que o portão se abrisse.

Kapının açılmasını bekliyorlardı.

Sempre deixam o cachorro amarrado ao portão?

Onlar her zaman köpeği kapıya bağlı tutar mı?

O carro está a esperar no portão.

Araba kapıda bekliyor.

Ela se agachou ao lado do portão.

O, kapının yanında çömeldi.

Vamos ver se consigo abrir o portão.

Kapıyı açtırabilip açtıramayacağımıza bakalım.

Vamos ver se consigo fechar o portão.

Kapıyı kapattırabilip kapattıramayacağımıza bir bakalım.

Tom me pediu que fechasse o portão.

Tom kapıyı kapatmamı istedi.

Há duas motos no portão do parque.

Parkın kapısında iki motosiklet var.

Há um policial no portão da casa.

Evin kapısında bir polis var.

O portão de Tom não estava aberto.

Tom'un kapısı açık değildi.

Desci do carro e abri o portão.

Arabamdan inip kapıyı açtım.

O portão é estreito demais para um carro.

Kapı bir araba için çok dar.

O portão era muito estreito para o caminhão.

Kapı kamyon için çok dardı.

Tom desceu do carro e abriu o portão.

Tom arabadan indi ve kapıyı açtı.

Tom chegou ao portão e tocou a campainha.

Tom kapıya geldi ve zili çaldı.

Tom saiu de seu carro e abriu o portão.

Tom arabasından indi ve kapıyı açtı.

Sami percebeu que o portão de Layla estava entreaberto.

Sami, Leyla'nın kapısının açık olduğunu fark etti.

- Esse portão é grande o suficiente pro carro poder passar.
- Esse portão é grande o suficiente para o carro poder passar.

Kapı arabanın geçmesi için yeterince geniştir.

Tom abre o portão todas as manhãs às 8:00.

Tom her sabah 8:00'de kapıyı açar.

Encontrei um grande portão de metal que tentei trepar e saltar

Büyük bir metal kapı buldum, tırmanıp atlamaya çalıştım,