Translation of "Puxou" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Puxou" in a sentence and their turkish translations:

- Ela puxou a mãe.
- Ela puxou a mãe dela.

O, annesine çekmiş.

- Ela puxou minha camisa.
- Ela me puxou pela camisa.

O, gömleğimi çıkardı.

Tom puxou o gatilho.

Tom tetiği çekti.

Ele puxou a corda.

O ipi çekti.

Tom puxou uma alavanca.

Tom bir kolu çekti.

O Tom me puxou.

- Tom beni itti.
- Tom beni iteledi.

O Tom puxou à mãe.

Tom annesine benziyor.

Minha irmã puxou meu cabelo.

Kız kardeşim saçımı çekti.

Tom puxou o cabelo de Maria.

- Tom, Mary'nin saçını çekti.
- Tom, Mary'nin saçlarını çekti.

O Tom puxou a cortina de volta.

Tom perdeyi geri çekti.

Você puxou ao seu pai ou à sua mãe?

Ebeveynlerinden hangisine benziyorsun?

O Tomás puxou da carteira para pagar a conta.

Tom faturayı ödemek için cüzdanını çıkardı.

Os investigadores não conseguiram descobrir quem puxou o gatilho.

Araştırmacılar, tetiği kimin çektiğini bulamadılar.

O Tom puxou a camisa por cima da cabeça.

Tom gömleğini kafasına çekti.

Ela o pegou pela mão e puxou-o ao barco.

Onu elinden yakaladı ve onu tekneye çekti.

O Tom rapidamente puxou a gaveta e tirou dela um revólver.

Tom hızla çekmeceyi açtı ve bir silah çıkardı.

O mundo não me empurrou para longe. Ele me puxou para perto.

Dünya beni uzaklaştırmadı, yakınına çekti.

- Ela o puxou para fora da lama.
- Ela o tirou da lama.

O, onu çamurdan çıkardı.

E, nesse instante, o leopardo saltou para cima de mim e puxou-me.

ve o anda pars üstüme atladı ve beni yere yıktı.