Examples of using "Raro" in a sentence and their turkish translations:
Gerçekten nadir.
...nadir rastlanan bir vaha tespit ediyor.
Bu çok nadir.
Tuhaf görünüyor.
Her şey ona tuhaf geliyor.
O mağazada nadir bir pul buldum.
- Bir Nepalli çevirmen bulmak nadirdir.
- Bir Nepalce çevirmeni ender bulunur.
- Bu çok nadir bir örnektir.
- Bu, çok nadir bir numunedir.
Bu çok nadir bir durumdur.
Onun olması çok nadirdir.
Çok nadir görülürler.
İki ahtapotun birbirine yakın durması çok nadirdir.
Sizin gibi hoş insanlara rastlamak enderdir.
Bu kadar küçük bir hayvanı görmek çok nadirdir.
Bu kadar küçük puma yavruları nadiren görülür.
Doksan yıldan fazla yaşamak hiç ender değildir.
Tom nadiren geç kalır.
Doksan yıldan fazla yaşamak hiç ender değildir.
Tom onu çok nadiren yapar.
Tom nadiren geç kalır.
- Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
- Çiftlik hayatından kentsel hayata geçiş çoğu zaman zordur.
Karın iki metre altında kalmış bir leşin kokusunu alacak kadar. Volverinlere çok nadir rastlanır.