Examples of using "Soubesse" in a sentence and their turkish translations:
- Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
- Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
- Sanki her şeyi biliyor gibi konuşuyor.
- Her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
- O her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
- Keşke bilsem.
- Keşke bilseydim!
Senin bilmeni istedim.
Tom bilmeni istedi.
- Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
- Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
Her şeyi biliyormuşsun gibi konuşuyorsun.
Sanki her şeyi biliyor gibi konuşuyor.
Bilseydim gelmezdim.
Bilseydi, bize anlatırdı.
Tom, Mary'nin bilmesini istemiyordu.
Tom kimsenin bilmesini istemedi.
Bir şey bilirsem sana söylerim.
Keşke onun adresini bilsem.
Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
Herkesin bunu bildiğini sanıyordum.
Annemin bilmesini istemedim.
Bilsen bana söylersin, değil mi?
Şok olurdu o bilseydi sonuçları.
Keşke İngilizce konuşabilsem.
Gerçeği bilse, bize söyler.
- Tom muhtemelen bunu bilmiyordu bile.
- Tom'un muhtemelen bundan haberi bile yoktu.
Tom her şeyi bilirmiş gibi konuşuyor.
Şaka yaptığımı bildiğini sanıyordum.
Adresini bilseydim, ona mektup yazardım.
Onun adresini bilsem, ona yazarım.
Haberi bilseydim, sana söylerdim.
- Mary annesinin haberi olmadan kek yaptı.
- Mary annesinden habersiz kek yaptı.
O hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranıyordu.
Planı bilseydim ona yardım edebilirdim.
Sorunun cevabını bilsem sana söylerim.
Herhangi birinin burada olduğumu bilmesini istemiyordum.
Tom Mary'nin onun zengin olduğunu bilmesini istemiyordu.
Tom'un bize ne olduğunu bilmesini istedim.
Ne demek istediğimi bilmiyor gibi davranma.
Tom Fransızca konuşabilse, onu derhal işe alırım.
Tom ondan nefret etmediğini Mary'nin bilmesini istiyordu.
Onun karakteri hakkında daha çok şey bilseydim, ona güvenmezdim.
Bence bunun nasıl yapılacağını bilse Tom da bunu yapıyor olurdu.
Bunun seni bu kadar üzeceğini bilseydim bundan bahsetmezdim.
Hastalığından haberim olsaydı, onu hastanede ziyaret ederdim.
Hasta olduğunu bilseydim seni hastanede ziyaret edebilirdim.
Keşke daha sonra ne yapacağımı bilsem.
Hasta olduğunuzu bilseydim, sizi hastanede ziyaret ederdim.
Hatta kim olduğumu bilmeden uzun süre önce Mary'ye aşık oldum.
Onun iyi bir fikir olmadığını bilse bile onu yapması için onu ikna etti.
Eğer Tom'u ağlatacağını bilseydim o şarkıyı söylemezdim.
Fotoğraf çekeceğimizi bilseydim bundan daha iyi giyerdim.
- Fransızca konuşabildiğin hakkında hiçbir fikrim yoktu.
- Fransızca konuşabildiğine dair hiçbir fikrim yoktu.
Sanırımu toplantının ne kadar önemli olduğunu bilseydim Tom'un olmayacağını düşünürdüm.