Examples of using "Покажете" in a sentence and their turkish translations:
Yolu gösterecek misin?
Onu bana gösterecek misin?
Lütfen bana yolu gösterir misin?
Lütfen bana fotoğraf albümünü gösterir misin?
Bana kitabı gösterir misin?
Bana resmi gösterir misin?
Bana bankaya giden yolu gösterir misiniz?
Bana bu haritada gösterir misiniz lütfen?
Üzgünüm ama bana sonraki köyün yolunu gösterebilir misiniz?
Affedersiniz, çamaşır makinesini nasıl kullanacağımı bana gösterir misiniz?
Bana fotoğraf albümünü gösterir misin?
Affedersiniz, bu haritada neredeyim?
Bana nerede çalıştığını gösterecek misin?
"Eğer insanlara nasıl göründüğünü gösterip
Dün ne aldığını bana gösterir misin?
Mektubumu Tom'a göstereceğini bir an için asla düşünmedim.
Bunu nasıl yapacağımı gösterirsen yaparım.
Bana yolu gösterir misin?
Bunu nasıl yapacağımı bana göstereceğini biliyordum.
Bir çocuğu dışarı çıkarıp elinizle Ay'ı işaret ederseniz, çocuk Ay'a bakar. Aynı şeyi bir köpekle yaparsanız, köpek parmağınıza bakar.