Translation of "Уши" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Уши" in a sentence and their turkish translations:

- У меня болят уши.
- У меня уши болят.
- У меня болели уши.
- У меня заболели уши.

Kulaklarım ağrıdı.

- У кроликов длинные уши.
- У кроликов большие уши.

Tavşanların büyük kulakları vardır.

- У эльфов остроконечные уши.
- У эльфов заострённые уши.

Elflerin sivri kulakları vardır.

Мэри проколола уши.

Mary kulaklarını deldirdi.

Уши больно прокалывать?

Kulaklarını deldirmen incitiyor mu?

- И у стен есть уши.
- У стен есть уши.

Duvarların kulakları vardır.

- Почему у кроликов большие уши?
- Зачем кроликам большие уши?

Neden tavşanların kulakları büyüktür?

Это притянуто за уши.

Bu gerçekçi değil.

У меня уши болят.

Kulağım ağrıyor.

У муравьев есть уши?

Karıncaların kulakları var mı?

У кошек заострённые уши.

Kedilerin sivri kulakları var.

Можно мне проколоть уши?

Kulaklarımı deldirebilir miyim?

У кролика длинные уши.

- Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
- Tavşanların uzun kulakları vardır.

У стен есть уши.

Yerin kulağı var.

У кроликов длинные уши.

Tavşanların uzun kulakları vardır.

Она проколола себе уши.

O, kulaklarını deldirdi.

Я проткнула себе уши.

Kulaklarımı deldirdim.

У меня уши красные?

- Kulaklarım kırmızı mı?
- Kulaklarım kızarmış mı?

У меня заложило уши.

Kulaklarım tıkalı hissediyorum.

У вулканцев заострённые уши.

Vulkanların sivri kulakları var.

Уши вянут тебя слушать!

Seni dinlemek beni hasta ediyor.

У Тома большие уши.

Tom'un büyük kulakları var.

У него есть уши.

- Sağır değil.
- Kulakları var.

У меня большие уши.

Benim büyük kulaklarım var.

Сами влюбился по уши.

Sami çok aşık.

Он по уши в долгах.

O gırtlağına kadar borçludur.

Она плотно сжала уши руками.

O ellerini sıkıca kulakları üzerinde tuttu.

"Чьи это уши?" - "Микки Мауса".

"Bunlar kimin kulakları?" "Mickey Mouse'un."

Том засунул пальцы в уши.

Tom parmaklarını kulaklarına soktu.

Я хочу проколоть себе уши.

Kulaklarımı deldirmek istiyorum.

Ей только что прокололи уши.

O sadece kulaklarını deldirdi.

Почему у кроликов длинные уши?

Neden tavşanların uzun kulakları var?

Том мне все уши прожужжал.

- Tom konuşarak kafamı şişirdi.
- Tom beni konuşarak baydı.
- Tom çok konuşarak beni sıktı.

Я чищу уши ватными палочками.

Pamuklu çubuklar kullanarak kulaklarımı temizlerim.

Почему у кроликов большие уши?

- Neden tavşanların uzun kulakları vardır?
- Tavşanların neden büyük kulakları vardır?

Новая стрижка закрывает ей уши.

Onun yeni saç modeli kulaklarını örtüyor.

У принца Чарльза большие уши.

Prens Charles'ın büyük kulakları var.

Том по уши в долгах.

Tom gırtlağına kadar borçludur.

Я по уши в долгах.

Gırtlağıma kadar borçtayım.

У большинства кроликов длинные уши.

Çoğu tavşanın uzun kulakları vardır.

У неё очень большие уши.

Çok büyük kulakları var.

- Я влез в долги по самые уши.
- Я залез в долги по самые уши.

Gırtlağıma kadar borca battım.

Мэри по уши влюбилась в Чарльза.

Mary Charles'a çok düşkün hale geldi.

Почему у тебя такие большие уши?

Niçin kulaklarınız o kadar büyük?

Он по уши влюблен в Мэри.

O, Mary'ye sırılsıklam âşık.

У нас у всех есть уши.

Hepimizin kulakları var.

Он втрескался в неё по уши.

O tamamen ona abayı yakmış.

Почему у осла такие длинные уши?

Eşeğin neden böyle uzun kulakları var?

Некоторые люди по уши в долгах.

- Borca boğulan insanlar var.
- Borca gömülen insanlar var.
- Borç batağında insanlar var.

Том по уши влюблен в Мэри.

Tom, Mary'ye sırılsıklam âşık.

Том по уши влюбился в Мэри.

Tom Mary'ye fena halde âşık.

Сами по уши влюблён в Лейлу.

Sami, Leyla'ya derinden aşık.

- По-моему, Мэри рано прокалывать уши.
- По-моему, Мэри ещё слишком мала, чтобы прокалывать уши.

Bence Mary kulaklarını deldirmek için çok genç.

У кролика длинные уши и короткий хвост.

Bir tavşanın uzun kulakları ve kısa bir kuyruğu var.

Я была по уши в него влюблена.

Ona tamamen âşık oldum.

Я был по уши в неё влюблён.

Ona tamamen âşık oldum.

Дэн немедленно втюрился в Линду по уши.

- Dan hemen Linda'ya vuruldu.
- Dan hemen Linda'ya aşık oldu.

Уши у кролика длиннее, чем у лисы.

Bir tavşanın kulakları bir tilkininkinden daha uzundur.

Не пытайся вешать мне лапшу на уши.

Bana bilgiçlik taslamaya çalışma.

У кроликов длинные уши и короткий хвост.

Tavşanların uzun kulakları ve kısa kuyrukları vardır.

Я была по уши влюблена в Тома.

Ben Tom'a tamamen aşıktım.

У меня отмёрзнут уши, если я не зайду.

İçeri girmezsem kulaklarım donacak.

У стен есть уши, у дверей есть глаза.

Duvarların kulakları vardır, kapıların gözleri vardır.

У африканского слона уши больше, чем у азиатского.

Afrika filinin, Asya filinden daha büyük kulakları vardır.

У африканских слонов уши больше, чем у азиатских.

Afrika fillerinin, Asya fillerinden daha büyük kulakları vardır.

Это правда, я по уши был в неё влюблен.

Ona sırılsıklam âşık olduğum doğrudur.

Я заткнул пальцами уши, чтобы не слышать этих ужасных звуков.

Ben korkunç sesleri engellemek için parmaklarımı kulaklarıma koydum.

Том с Марией втюрились друг в друга по самые уши.

Tom ve Mary birbirlerine sırılsıklam âşık oldular.

Удобнее верблюду пройти сквозь игольные уши, нежели богатому войти в Царствие Божие.

Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.

История Эдварда Сноудена нам напомнила в очередной раз, что и стены имеют уши.

Edward Snowden'in hikayesi bize duvarların bile kulaklarının olduğunu bir kez daha hatırlattı.

- Она полностью в него влюбилась.
- Она по уши в него влюбилась.
- Она без памяти в него влюбилась.

O, ona tamamen aşık oldu.

Посему как собирают плевелы и огнем сжигают, так будет при кончине века сего: пошлет Сын Человеческий Ангелов Своих, и соберут из Царства Его все соблазны и делающих беззаконие, и ввергнут их в печь огненную; там будет плач и скрежет зубов; тогда праведники воссияют, как солнце, в Царстве Отца их. Кто имеет уши слышать, да слышит!

Deliceler nasıl toplanıp yakılırsa, çağın sonunda da böyle olacaktır. İnsanoğlu meleklerini gönderecek, onlar da insanları günaha düşüren her şeyi, kötülük yapan herkesi O'nun egemenliğinden toplayıp kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. Doğru kişiler o zaman Babaları'nın egemenliğinde güneş gibi parlayacaklar. Kulağı olan işitsin!