Examples of using "Уши" in a sentence and their turkish translations:
Kulaklarım ağrıdı.
Tavşanların büyük kulakları vardır.
Elflerin sivri kulakları vardır.
Mary kulaklarını deldirdi.
Kulaklarını deldirmen incitiyor mu?
Duvarların kulakları vardır.
Neden tavşanların kulakları büyüktür?
Bu gerçekçi değil.
Kulağım ağrıyor.
Karıncaların kulakları var mı?
Kedilerin sivri kulakları var.
Kulaklarımı deldirebilir miyim?
- Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
- Tavşanların uzun kulakları vardır.
Yerin kulağı var.
Tavşanların uzun kulakları vardır.
O, kulaklarını deldirdi.
Kulaklarımı deldirdim.
- Kulaklarım kırmızı mı?
- Kulaklarım kızarmış mı?
Kulaklarım tıkalı hissediyorum.
Vulkanların sivri kulakları var.
Seni dinlemek beni hasta ediyor.
Tom'un büyük kulakları var.
- Sağır değil.
- Kulakları var.
Benim büyük kulaklarım var.
Sami çok aşık.
O gırtlağına kadar borçludur.
O ellerini sıkıca kulakları üzerinde tuttu.
"Bunlar kimin kulakları?" "Mickey Mouse'un."
Tom parmaklarını kulaklarına soktu.
Kulaklarımı deldirmek istiyorum.
O sadece kulaklarını deldirdi.
Neden tavşanların uzun kulakları var?
- Tom konuşarak kafamı şişirdi.
- Tom beni konuşarak baydı.
- Tom çok konuşarak beni sıktı.
Pamuklu çubuklar kullanarak kulaklarımı temizlerim.
- Neden tavşanların uzun kulakları vardır?
- Tavşanların neden büyük kulakları vardır?
Onun yeni saç modeli kulaklarını örtüyor.
Prens Charles'ın büyük kulakları var.
Tom gırtlağına kadar borçludur.
Gırtlağıma kadar borçtayım.
Çoğu tavşanın uzun kulakları vardır.
Çok büyük kulakları var.
Gırtlağıma kadar borca battım.
Mary Charles'a çok düşkün hale geldi.
Niçin kulaklarınız o kadar büyük?
O, Mary'ye sırılsıklam âşık.
Hepimizin kulakları var.
O tamamen ona abayı yakmış.
Eşeğin neden böyle uzun kulakları var?
- Borca boğulan insanlar var.
- Borca gömülen insanlar var.
- Borç batağında insanlar var.
Tom, Mary'ye sırılsıklam âşık.
Tom Mary'ye fena halde âşık.
Sami, Leyla'ya derinden aşık.
Bence Mary kulaklarını deldirmek için çok genç.
Bir tavşanın uzun kulakları ve kısa bir kuyruğu var.
Ona tamamen âşık oldum.
Ona tamamen âşık oldum.
- Dan hemen Linda'ya vuruldu.
- Dan hemen Linda'ya aşık oldu.
Bir tavşanın kulakları bir tilkininkinden daha uzundur.
Bana bilgiçlik taslamaya çalışma.
Tavşanların uzun kulakları ve kısa kuyrukları vardır.
Ben Tom'a tamamen aşıktım.
İçeri girmezsem kulaklarım donacak.
Duvarların kulakları vardır, kapıların gözleri vardır.
Afrika filinin, Asya filinden daha büyük kulakları vardır.
Afrika fillerinin, Asya fillerinden daha büyük kulakları vardır.
Ona sırılsıklam âşık olduğum doğrudur.
Ben korkunç sesleri engellemek için parmaklarımı kulaklarıma koydum.
Tom ve Mary birbirlerine sırılsıklam âşık oldular.
Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.
Edward Snowden'in hikayesi bize duvarların bile kulaklarının olduğunu bir kez daha hatırlattı.
O, ona tamamen aşık oldu.
Deliceler nasıl toplanıp yakılırsa, çağın sonunda da böyle olacaktır. İnsanoğlu meleklerini gönderecek, onlar da insanları günaha düşüren her şeyi, kötülük yapan herkesi O'nun egemenliğinden toplayıp kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. Doğru kişiler o zaman Babaları'nın egemenliğinde güneş gibi parlayacaklar. Kulağı olan işitsin!