Examples of using "Фадил" in a sentence and their turkish translations:
Fadıl ağacı kesti.
Fadıl bir araba çaldı.
Fadıl, Leyla'nın yemeğine zehir koydu.
Fadıl helal gıda yedi.
Fadıl insanların güvenini kazandı.
Fadıl Arapçayı anlar.
Fadıl Arapça konuşuyor.
Fadıl Araptır.
Fadıl, Leyla'ya minibüse binmesini söyledi.
Fadıl, Leyla'nın kredi kartını kullandı.
Fadıl umutsuz bir önleme başvurdu.
Fadıl bir halk otobüsüne bindi.
- Fadıl saat kaçta otelden ayrıldı?
- Fadıl ne zaman oteli terk etti?
Fadıl'ın Arapça konuştuğunu bilmiyordum.
Fadıl onu tekrar yapabileceğini düşündü.
Fadıl ve Leyla, Rami'nin otelinin hemen yanında yaşıyorlar.
Fadıl, Leyla kadar akıcı bir şekilde Arapça konuşmaz.
Fadıl, çocuklarının Arapça konuşmayı öğrenmesini istiyor.
Fadıl hiç Arapça konuşamıyordu, bu yüzden Türkçe konuştu.