Examples of using "глухой" in a sentence and their turkish translations:
Ben sağırım.
Tom sağırdır.
Onun oğlu sağır.
- Sen sağır mısın?
- Sağır mısın?
- Tom da sağır.
- Tom aynı zamanda sağır.
- Tom aynı zamanda sağır da.
Tom neredeyse sağır.
- Amcam sağır.
- Dayım sağır.
- Eniştem sağır.
Sen sağır mısın?
Sağır mısın ya da aptal mısın?
Sağır veya dilsiz misin?
Tom sağır galiba.
Tom yaşlı ve sağır.
- Sen sağır mısın?
- Sağır mısın?
Sen sağır mısın nesin?
Tom sağır.
Ben sağır değil körüm.
Tom sol kulağından sağırdır.
Tom'un sağır olduğunu biliyorum.
Bir düşme sesi duyduğumu sandım.
Borneo yağmur ormanları tok gürlemelerle yankılanıyor.
Ben sağırım.
Sağır değilim.
Helen Keller kör ve sağırdı
Sen sağır mısın nesin?
Helen Keller kör, sağır ve dilsizdi.
O, Nepal'de uzak bir köyde doğdu.
Tom bir gümbürtü duydu.
Tom sağır ama dudak okumayı biliyor.
Sadece sana söyledim. Sağır mısın?
Tom'un bir kulağı sağır.
Bir kulağım sağır.
Tom derin dağlarda izole bir köyde büyüdü.