Examples of using "доводить" in a sentence and their turkish translations:
Ben onu ağlatmak istemedim.
Planlarını yerine getirmen gereklidir.
Tom işleri nasıl yaptıracağını biliyor.
Tom'un insanları ağlatma yeteneği var.
Ben onu ağlatmak istemedim.
Seninle ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Bir problem varsa, çözülmeli. Pazar gününü az kalsın polisi arayarak ve kapıyı kırarak sonlandırıyorduk. Komşuların bunu kapamayacaktır, bir dahaki sefer polisi arayacaklar. İşlerin böyle kötüye gitmesine izin verme. Ayrıca dediler ki sen deliymişsin ve bir volkanın üzerindeymiş gibi yaşıyorlarmış.