Examples of using "живя" in a sentence and their turkish translations:
Tom Mary ile yaşamaktan mutlu olmazdı.
Sen orada olmadıkça gerçekten mutlu olmayacaksın.
Ölüm yaşamın zıddı değildir: biz ölümümüzü ölerek geçirmezken hayatımızı yaşayarak geçiririz.
- Tom Avustralya'da yaşarken nasıl golf oynanılacağını öğrendi.
- Tom Avustralya'da yaşarken golf oynamayı öğrendi.