Translation of "луч" in Turkish

0.026 sec.

Examples of using "луч" in a sentence and their turkish translations:

луч смерти над вашей головой:

kafanın üzerindeki o ölü ışını.

Всё потому, что луч света рассеивается.

Çünkü ışık yayılırken dağılır.

Смотрите, и также там луч света, взгляните!

Bakın, orada bir ışık demeti de var, bakın!

Меня разбудил луч света, проникший через окно.

Penceremden parlayan bir ışık demeti ile uyandırıldım.

И в них вы уже видите луч света, освещающий наше будущее.

Ve burada geleceğin getireceklerinin ışığını şimdiden görüyorsun.

Ведьма произнесла заклинание, и из её волшебной палочки вырвался луч света.

Cadı bir büyü yaptı ve asasından dışarı bir ışık demeti fırladı.

Это значит, что мы можем направить луч через череп и мозг до нейрона.

Yani tek bir nörona kadar insan kafatası ve beynine odaklanabiliriz.

Его глаза, состоящие из тысяч крошечных линз, не упускают ни один луч света.

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.