Examples of using "перестанет" in a sentence and their turkish translations:
İnşallah yağmur durur.
Yağmur sona erdiğinde, gideceğiz.
Tom ağlamayı durdurmayacak.
Tom dövüşmeyi durdurmayacak.
Yağmurun durmasını bekleyelim!
Tom bunu yapmayı bırakmayacak.
Yağmur durduğunda, yürüyüşe çıkalım.
- Yağmur dinince yürüyüş yapalım.
- Yağmur durduktan sonra yürüyüşe çıkalım.
Yakında yağmur duracaktır.
Tom onu yapmaktan vazgeçtiğini söyledi.
Yağmur durur durmaz gideceğiz.
Köpeğim horlamayı kesmeyecek.
Tom Mary'yi sevmekten asla vazgeçmeyecek.
Tom onu yapmayı muhtemelen bırakmayacak.
Yağmur durana kadar arabada oturmaya gidelim.
Tom içmeyi durdurmayacak.
Yağmur durduğunda köpeği yürüyüşe çıkaracağım.
Tom asla durmayacak.
Beni aramaktan ve bana mesaj atmaktan vazgeçmeyecek.
Yağmur durduğunda gideceğiz.
Yakında kar yağışı duracak, sanırım.
Her halükârda, sadece yağmur durursa, sonra dışarı çıkabiliriz.
Yağmur durmazsa, gitmeyeceğim.
Benim telefon gidici.
- Yağmurun durmasını bekleyelim.
- Yağmurun durmasını bekleyelim!
- Kar yağışı durana kadar, burada kalabilirsiniz.
- Kar durana kadar burada kalabilirsin.
- Kar dinene kadar burada kalabilirsiniz.
Yağmur duruncaya kadar bekleyelim.
Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.