Examples of using "планирую" in a sentence and their turkish translations:
Kazanmayı planlıyorum.
Ben de gitmeyi planlıyorum.
Gelmeyi planlıyorum.
Ben geri dönmeyi planlıyorum.
Şarkı söylemeyi planlıyorum.
Oraya yalnız gitmeyi planlıyorum.
Bir otelde kalmayı planlıyorum.
Hâlâ gitmeyi planlıyorum.
Bu akşam çalışmayı planlıyorum.
Yarın geri gelmeyi planlıyorum.
Fransızca okumayı planlıyorum.
Doktor olmayı planlıyorum.
Beklemeyi düşünmüyorum.
Erken ayrılmayı planlıyorum.
Onlara senden bahsetmeyi planlıyorum.
Ona senden bahsetmeyi planlıyorum.
Ona senden bahsetmeyi planlıyorum.
Siyah bir kravat takmayı planlıyorum.
Orada bir hafta kalmayı planlıyorum.
Tom'a senden bahsetmeyi düşünüyorum.
Tom'a ne yapmayı planladığımı söyledim.
Bugün bir şey satın almayı planlamıyorum.
Amcamın evinde kalmayı planlıyorum.
Onunla öğle yemeği yemeği planlıyorum.
Ben basitçe ileriyi planlıyorum.
- Yüksek lisans yapmayı planlıyorum.
- Master yapmayı planlıyorum.
- Doktora yapmayı planlıyorum.
- Ondan ayrılmayı planlıyorum.
- Onunla ilişkiyi bitirmeyi planlıyorum.
Yeni bir güneş şemsiyesi satın almayı düşünüyorum.
Avustralya'ya göç etmeyi planlıyorum.
Asla hiçbir şey planlamam.
Orada olmayı planlamıyorum.
Ben sinemaya gitmeyi planlıyorum.
Tom'a bir mektup yazmayı planlıyorum.
Bunu değiştirmeyi planlamıyorum.
Tom'la öğle yemeği yemeyi planlıyorum.
Boston'a taşınmayı planlıyorum.
Tom'u Mary'ye tanıtmayı planlıyorum.
Boston'a geri dönmeyi planlıyorum.
Bunu yapmamayı düşünüyorum.
Doktora yapmayı planlıyorum.
- Yüksek lisans yapmayı planlıyorum.
- Master yapmayı planlıyorum.
Üç gün burada kalmayı planlıyorum.
Hokkaido'da kayak yapmaya gitmeyi planlıyorum.
Bu gece bir konsere gitmeyi planlıyorum.
Arabamı bugün sürmeyi planlamıyorum.
Öbür gün Mary'yi aramayı planlıyorum.
Büyüdüğüm zaman amacım bir doktor olmak.
Tom'a Boston çevresini göstermeyi planlıyorum.
Ben birkaç yeni mobilya satın almayı planlıyorum.
Bu gece erken yatmayı planlıyorum.
Yarın, Tokyo'ya gitme planlarım var.
Bir daha asla içki içmemeyi planlıyorum.
Tom'dan bir tablo almayı planlıyorum.
Yüz yaşına kadar yaşamayı planlıyorum.
Çok uzun süre kalmayı planlamıyorum.
Artık onu yapmayı planlamıyorum.
Bunu bugün yapmayı planlamıyorum.
Hiç çocuk sahibi olmayı planlamıyorum.
Bunu tek başıma yapmayı planlamıyorum.
Gelecek yıl Boston'u ziyaret etmeyi planlıyorum.
Gelecek hafta Avrupa'ya hareket etmeyi planlıyorum.
Kim ne derse desin gitmeyi planlıyorum.
Üç gün burada kalmayı planlıyorum.
Bu konuda Tom'la konuşmayı planlıyorum.
O kadar uzun süre burada olmayı planlamıyorum.
Yarın bütün gün evde kalmayı planlıyorum.
Üç gün Boston'da kalmayı planlıyorum.
Ben henüz emekli olmayı planlamıyorum.
Ne yapmayı planladığımı zaten Tom'a söyledim.
Bunu 2:30 da yapmayı planlıyorum.
Bu problemi Tom'la tartışmayı planlıyorum.
Gitmek istemediğimi Tom'a söylemeyi planlıyorum.
Tom'a bunu yapmayı planlamadığımı zaten söyledim.
Altmış yaşımdayken emekli olmayı planlıyorum.
Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.
Önümüzdeki hafta Avrupa'ya gitmeyi planlıyorum.
Ben uluslararası finansta bir kariyer peşinde koşmayı planlıyorum.
Üç ay Boston'da kalmayı planlıyorum.
Tüm öğleden sonra burada olmayı planlıyorum.
Üç gün daha Boston'da kalmayı planlıyorum.
Ben yüzmeyi planlamıyorum.
Gelecek hafta sonu Tom'u Boston'da ziyaret etmeyi planlıyorum.
Yarın Tom'la telefonda konuşmayı ve ondan yardım istemeyi planlıyorum.
Ben, İngilizce konuşabilen birini işe almayı düşünüyorum.
Kız arkadaşımla kayak yapmaya gitmeyi planlıyorum.
Amerika Birleşik Devletlerine gitmeyi planladığım için İngilizce okuyorum.
Gelecek hafta sonu kayağa gitmeyi planlıyorum.
Onu yapmayı planladığımı daha önce Tom'a söyledim.
Bu yıl okuyabildiğim kadar çok kitap okumayı planlıyorum.
Tom bana ne zaman Boston'a geri gitmeyi planladığımı sordu.
Gitmeyi planlıyorum. Yapıp yapmaman umurumda değil.
Ben 65 yaşıma kadar emekli olmayı planlamıyorum.
Bu yaz bu üç raftaki her kitabı okumayı planlıyorum.
Orada bir hafta kalmak istiyorum.